Page 563 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 563

Anayasal Direktiflerin Pratik Uygulamasına İlişkin Perspektifler

                        (gerekçesi) için anlamını özel bir bakış açısı ile vurgulayan bir husus-
                        tur.

                            -  Son olarak, bağlayıcı etkinin akla gelebilecek en güçlü biçimi,
                        açık bir bağlayıcı etki biçiminin kanunen düzenlenmesidir. Bu da Al-
                        man hukukunda öngörülmüştür: § 31 I BVerfGG’nin spesifik olmayan
                        ve  kolay  anlaşılamayan  formülasyonunda,  BVerfG’nin  kararlarının
                        “tüm  mahkemeleri  ve  kurumları  bağladığı”  ifade  edilirken,  §31  II
                        BVerfGG’deki belirli kararlar açıkça kanun hükmünde kabul edilmek-
                        tedir (Gesetzeskraft): § 31 II BVerfGG uyarınca bu, § 13 Nr. 6, 11, 12
                        ve 14 BVerfGG davalarındaki BVerfG kararları için de geçerlidir (ya-
                        ni, md. 93 I Nr. 2 GG’ye göre soyut norm denetiminde, md. 100 I ve
                        II GG’ye göre somut norm denetiminde ve md. 126 GG’ye göre kanu-
                        nun federal hukuk olarak geçerliliğine ilişkin görüş farklılıklarında). §
                        13  Nr.  8a  BVerfGG  davalarında,  yani  bireysel  başvuruda,  anayasa
                        şikâyeti nedeniyle  bir kanunun  “Anayasa  (Grundgesetz)  ile bağdaşır
                        veya bağdaşmaz olduğunun veya geçersizliğinin” ilan edilmesi duru-
                        munda,  §  31  II  2  BVerfGG  uyarınca  alınan  kararlar  da  kanun  hük-
                        mündedir.
                            b) Kararların, kanun hükmünde bir etkisi söz konusu olduğunda,
                        bir  yasama  eylemi  gibi  değerlendirilirken,  daha  zayıf  bağlayıcılığı
                        olan ilk iki biçimi, içtihat değişikliğinde (aynı zamanda içtihadın ge-
                        liştirilmesinde de) kararın gerekçesi üzerindeki etkileri açısından daha
                        yakından  incelenmelidir.  Tamamen  olgusal  ya  da  sadece  usulen  gü-
                        vence altına alınan bağlayıcılıklarla ilgili olarak, bu bağların gerekçe-
                        de nasıl dikkate alınması gerektiği sorusu ortaya çıkmaktadır: Bu ba-
                        kımdan, yukarıda belirtilen iki durum arasında gerekçelendirme gerek-
                        lilikleri  açısından  bir  fark  yoktur;  çünkü  (karşıt)  içtihatların,  her  iki
                        durumda da maddi olarak “mevcudiyetin korunması (Bestandschutz)”
                        esasından daha geniş veya daha az bir surette yararlanması söz konusu
                        değildir. Aksine sadece içtihattan bir  sapma söz konusu ise, iç veya
                        dış sapma durumlarında belirli bir prosedür öngörülmüştür; bu da yu-
                        karıda defalarca vurgulanan yargılama usulünün önemini doğrulamak-


                                                                                        561
   558   559   560   561   562   563   564   565   566   567   568