Page 534 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 534

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        cının gözünde “‘çikolata kütlesi’ terimi” ile ilgili olarak sadece, “teri-
                        min içeriğinin Almanca (Hollandaca gibi) dil kullanımına göre kesin
                        olduğu sonucuna götürmektedir.” 442  Böylece davacı “çikolata kütlesi-
                        ni”  “yarı  ve  ara  ürünler”  olarak  anlamsallaştırarak  (Semantisierung)
                        norm metnini anlama şansını yakalamıştır.

                            Davalı Passau Gümrük Dairesi ve komisyonun görüşünü paylaşan
                        başsavcı,  “davacının  Almanca  dilinde  bu  kesinliği  kanıtlamak  için
                        yeterince başarılı olmadığına” işaret etmiştir. 443  Buna “fındık kütlesi”
                        ve “kakao kütlesi” terimleri gibi örnekler verir, bunlar, tüketime hazır
                        bir  ürün  olarak  anlaşılabilir  veyahut  “kesinlikle  fındık  ve  kakaodan
                        yapılmış ürünleri ifade eden, ancak fındık ve kakao üretimine yönelik
                        ürünleri kapsamayan ürünler olarak da nitelendirilebilir.” 444
                            Birleşik isimlerde, ilk bileşenin farklı anlama sahip olması ve örneğin
                        maddeyi açıklama veya amacın belirlenmesine hizmet edebilmesi olgusuna
                        (Phänomen) çok sayıda örnek verilebilir: Bu bağlamda örneğin  paslanmaz
                        çelik bir bıçak, paslanmaz çelikten yapılır, fakat çeliği kesmezken, bir kek
                        bıçağı kekten oluşmaz, ancak keki kesmek için tasarlanmıştır. Domuz şnitzel
                        (Schweineschnitzel) ve çocuk menüsü (Kinderschnitzel) kavram eşleştirmesi
                                                                       445
                        (Begriffspaar) de bu belirlemeyi doğrular niteliktedir.
                            “Çikolata kütlesi” terimi için de “bazen – madde (Substanz) ile il-
                        gili olarak – sadece şekillendirilmesi gereken bitmiş bir ürünü ifade
                        eden  bir  kullanım  şekli  vardır.” 446   Bu  sebeple,  davacının  öncelikli
                        dayandığı Almanca dil kullanımı dahi belirsizdir. Davacının lafzi yo-



                        442   Slg. EuGH 1971, s. 139.
                        443   Slg. EuGH 1971, s. 139.
                        444   Slg. EuGH 1971, s. 139, burada öne çıkarılmıştır.
                        445   Bununla birlikte: Özellikle son örnek, dilin normatif olmadığını ve anlam ola-
                            naklarının semantik olarak sınırlı olmadığını bir kez daha kanıtlayabilir. Kani-
                            balizmin günlük yaşamın bir parçası olduğu farazi bir kültürde, çocuk menüsü
                            (Kinderschnitzel) kavramı çok farklı anlaşılabilecektir!
                        446   Slg. EuGH 1971, s. 139

                        532
   529   530   531   532   533   534   535   536   537   538   539