Page 523 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 523
Anayasal Direktiflerin Pratik Uygulamasına İlişkin Perspektifler
şımlar bulunmaktadır: Suç ortaklığı kurumundan (Mittäterschaft) fark-
lılık, StGB’nin genel bağlamına, normun anlam ve amacına yönelik
sözde “anlamsız” örneklendirmelere atıfta bulunmaktadır.
Bununla birlikte Daire, daha yakından bakıldığında gerekçe bakı-
mından az şey ifade eden bu bakış açılarını, aşağıdaki açıklamalarda
en iyi ihtimalle “meze (Appetithappen)” olarak sunarak iyi bir şey
yapmaktadır: Çetenin suç ortaklığından farkı, kendiliğinden görülen-
den daha az şey ifade etmektedir. İlkinde “genel hükümlerdeki” bir
kurum, diğerinde “özel hükümlerde” yer verilen bir suç (Tatbestand)
içerisindeki unsur söz konusudur; zaten tartışmasız bir şekilde (kalkış-
tıkları bir suçta çoğu zaman olduğu gibi) sayıca çok çete üyesi de suç
ortağı olabileceğinden, her iki terim arasında dışlayıcı bir ilişki
(Ausschlussverhältnis) yoktur ve böylelikle karşılıklı bir sınırlama
yapılması asli bir sistematik kural değildir. 1. Daire, amaçla uyuşma-
yacak şekilde (evli veya evli olmadan) bir arada yaşamanın veya ev
arkadaşlığının çete ilişkine dâhil edilmesine ilişkin referansı, “iki kişi-
nin kişisel veya diğer sebeplerle birlikte olduğu (…) olaylarda, krimi-
nal bir çete birliğinin kabulü için “normalde gerekli olandan” daha
kesin kanıtların” istendiği (istenebileceği) şeklindeki cevabında zayıf-
latmaktadır. 422 Bunun yanında çete ile suç işlenmesinde ceza artırım
amacının ne olduğuna ilişkin – bileşik argüman olarak teleolojik yo-
rum için gerekli – açıklamalar da eksiktir; bu amaç eğer iki kişilik
grupları da kapsayacak olursa, sadece bu kişilerin eş veya diğer birlik-
te yaşayan kişi olmaları sebebiyle bu kapsama dahil edilmesinin neden
“mantığa aykırı” olduğu da yanıtsız kalacaktır.
Çevirmen notu: “Ausschlussverhältnis” her iki terimin de birbirini dışlamadan
aynı anda var olduğu bir ilişkiye işaret etmektedir. Dolayısıyla suç ortaklığının
“çeteden” ve “çetenin” de suç ortaklığından ayırt edilmesine gerek yoktur.
422 Ayrıca bkz. BGH (1. Daire) NJW 2000, 2907.
521