Page 51 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 51
Semantik Anlayışın Başarısızlığından Pragmatik Soruna Doğru
Sadece bu çıkmazları (Aporien) iki tarafa eşit olarak dağıtır. Buradaki
sorun, “söylenen” ile “kastedilen”in yan yana getirilmesinde yatmak-
tadır, sanki bunlar ayrı ayrı niceliklermiş ve bir araya getirildiklerinde
kanunun anlamını ortaya çıkarırlarmış gibi. Aslında, ne “söylenen”
şey “kastedilen” şeyden bağımsız olarak anlaşılabilir ne de tersine,
“kastedilen” şey “söylenen” şeyden bağımsız olarak tanınabilir veya
formüle edilebilir. Salt bir eklemeden ziyade, her iki değişkenin ko-
nuşma veya anlamada birbirleriyle somut olarak nasıl bağlantılı oldu-
ğunu incelemek gerekecektir. Buna karşılık sübjektif ve objektif yo-
rum teorisinin harici kombinasyonu, yalnızca salt dilbilimsel ve salt
tanrısal (auktorial) anlam anlayışlarının sorunlarını bir araya getirir.
Bunu yaparken, klasik öğretinin çıkmazları yeni bir düzeyde yeniden
üretilir. “Arabulucu” öğretiler Ernst Bloch'un uzlaşmaya hazır bir İn-
giliz’in örneğinde izah ettiği bir tutumu tasvir etmektedir. Ruhun
ölümlü mü yoksa ölümsüz mü olduğu sorusu, hakikatin ortada durdu-
ğu şeklinde yanıtlanır. Klasik yorum teorisi (klassische Auslegungs-
lehre) çerçevesinde metin ve yazar arasında az çok barışçıl bir şekilde
anlamlandırmayı (Sinnstiftung) bölme girişimleri de bu orta yolu he-
deflemektedir. Ancak ölüm ve yaşam arasında bir orta yol olmadığı
gibi, yorumcunun aktif rolü ve argümantasyon pratiği süreçleri dışlan-
dığı sürece niyet ve konvansiyon arasında da bir orta yol yoktur.
Arabulucu yaklaşımların başarısız olmasıyla birlikte, geleneksel
yorum teorisinin anlam teorisine dair spekülasyonu söylemsel bir son-
suz döngüye girer: Objektif yorum teorisi, kanun koyucunun iradesi-
nin nesnelleştirmeyle beraber önceden varsayılan özdeşliğini kaybetti-
ğini ve dilin sonsuz göndergesel bağlamına sürüklendiğini gösterebi-
lir. Buna karşılık, sübjektif yorum teorisi dilin sonsuz göndergesel
bağlamının ancak gizli bir yazarın yardımıyla objektif yorum teorisi
çerçevesinde açık hale getirilebileceğini gösterebilir. Böylece her du-
ya da düşüneceğini bilmediği bir durumda başvurduğu, genellikle yapmacıklı
kuşku ifadesi olarak tanımlanır.
49