Page 490 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 490

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        daimî genişleyen bir perspektiften birkaç adımda açıklığa kavuşturul-
                        malıdır: Öncelikle en alt düzeyde gerekçenin merkezi argümantasyon
                        adımlarının,  entegre  etmenin  ve  karşı  tezleri  çürütmenin,  klasik  yo-
                        rumlama kurallarının yardımıyla ne kadar hususi bir şekilde yürütüle-
                        bildiği kısaca özetlenir (Buna ilişkin ayrıca bölüm I). Sonrasında orta
                        düzeyde BGH veya EuGH’nın spesifik kararları, pratikte karar gerek-
                        çelendirme  sürecinin  nasıl  işlediği,  yani  argümantasyonun  merkezi
                        gerekçelendirme ve çürütme adımlarının işleyişi ama aynı zamanda bu
                        sırada oluşabilecek hatalar, örnek olarak gösterilmelidir (Buna ilişkin
                        ayrıca bölüm II). Son olarak anayasa hukukuyla ilişkili medeni hukuk-
                        taki bir mesele yardımıyla içtihat hukukundaki görüşlerin sürekli ge-
                        liştiği ve içtihat değişikliklerin açıklanabileceği argümantasyon şeması
                        adeta en üst düzeyden gösterilmelidir (Buna ilişkin son olarak bölüm
                        III).

                            I. ve II. bölümler, burada öne sürülen hukuk yaratma modeli ve gerekçe-
                        sinin,  metodolojinin  önemini  hiçbir  şekilde  azaltmayacağını  gösterecektir.
                        Burada metodolojinin kazanımları reddedilmeye değil, bu kazanımların ger-
                        çekten  nerede  bulundukları  açıklığa  kavuşturulmaya  çalışılmaktadır.
                        Vogel’in da haklı olarak dile getirdiği gibi: (“Kanun metninin kendiliğinden
                        anlam ifade etmemesi de”) hukukçuların rahatsız olmasını gerektirecek bir
                        durum değildir. Her şeyin kanunda var olduğu ve bunların yorumla sadece
                        gün yüzüne çıkarıldıkları fikri, hukuk uygulayıcılarının düşünceye dayanan
                        itaat şeklinde görülen, mantıki bir kanuna bağlılığı gerçekleştirmeye uygun
                        olmayan  bir  yorum  metafiziğidir.  Doğru  olan  ise  kanuna  her  metnin  veya
                        düşüncenin  ‘empoze  edilemeyeceğidir’.  Hukuka  uygun  “empozelerin
                        (Aufpropfung)” sınırını göstermek ve böylece etkili kanuna bağlılığı gerçek-
                        leştirmek ise yorumlama  öğretisinin  öncelikli  vazifesidir ve bu  vazife tüm
                        eleştiri ve saldırılara rağmen kendisinin hukuk metodolojisi içerisinde devam
                                                                353
                        eden merkezi statüsünü haklı çıkarmaktadır.”


                        353   Vogel, Juristische Methodik, 1998, § 8 I 4a, s. 199, dn. 31; Vogel’in önemli
                            birçok  düşünceyi  ne  yazık  ki  dipnotlarda  sakladığını  (ama  orada  söyleyecek

                        488
   485   486   487   488   489   490   491   492   493   494   495