Page 482 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 482
YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ
karar için (prensipte kesin 332 ) ve ayrı ayrı listelenmiş özel bir düzen-
leme olması nedeniyle dikkat çekicidir. Daha ziyade düzenleme, yargı
gerekçesinin gereklilikleri açısından bir tür örnek teşkil edebilir, çün-
kü düzenlediği usuli durum bir olayın doğru bir şekilde görülmesi
bakımından mahkeme önündeki tipik mücadele için örnek teşkil eder.
Bu değerlendirmenin daha iyi anlaşılabilmesi için delillerin toplanma-
sını talep hakkının ceza muhakemesindeki işlevi göz önünde bulundu-
rulmalıdır:
Ceza yargılamasında, kural olarak, re’sen soruşturma ilkesi geçer-
lidir. Bu ilkeyle, ceza hukuku öğretisindeki baskın görüşe göre yargı-
lamanın amacı olan maddi gerçeğin araştırılması 333 ilkesi güvence
altına alınır: 334 § 244 II StPO uyarınca mahkeme “gerçeğe ulaşmak
amacıyla, karar için önemli tüm olgu ve delilleri re’sen araştırmalı-
dır”. Bununla birlikte, davanın süjeleri, (özellikle Cumhuriyet savcısı
meseleye uygulanmıştır: hukuki değerlendirmeden yararlanmaktadır) burada
daha ayrıntılı olarak tartışılmamıştır.
332 § 244 f. III-V StPO’nun ötesinde, özellikle delil toplanması talebinin kötüye
kullanımı nedeniyle, bu talebin reddinin gerekip gerekmediği literatürde ve iç-
tihatlarda henüz kesin olarak açıklığa kavuşturulmamıştır, daha fazla açıklama
için ayrıca bkz. Kudlich, Strafprozeß und allgemeines Missbrauchsverbot,
1998, özellikle s. 275 vd. § 244 III StPO’nun gerekçelendirmeye ilişkin şekli
gerekliliklerinden kaçmak için başka bir imkan olarak da yargı, delil toplanması
talebinin varlığına ilişkin gereklilikleri yukarı çekme ve böylece mahkemenin
re’sen araştırmaya yönelik takdirine atıfta bulunularak reddedilebilen delillerin
araştırılması taleplerine ilişkin belirli sayıda başvuruyu “reddetme” eğiliminde-
dir.
333 Ceza yargılamasının amaçları hakkında bkz. Kudlich, Strafprozeß und allge-
meines Missbrauchsverbot, 1998, s. 199 vd.; Volk, Prozeßvoraussetzungen im
Strafrecht, 1978, s. 173 vd.; Weigend, Deliktsopfer und Strafverfahren, 1989, s.
173 vd. Maddi gerçeğin tespitinin yanı sıra hukuki barışın sağlanması ve maddi
ceza hukukunun uygulanmasından da bahsedilmektedir.
334 Tamamen hukuki düzeyde mahkemenin hukuku uygulama tekeliyle (Rechtsfin-
dungsmonopol) (“iura novit curia” – hâkim hukuku bilir prensibi) benzeştirile-
bilir ve geleneksel anlayışa göre, aynı zamanda “doğru hukuku”, yani yasama
materyallerinden hareketle doğru kararı “bulma” görevine de sahiptir.
480