Page 474 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 474
YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ
mahkemenin tarafsızlığı konusunda şüphe uyandırır ve yargının
(Rechtspflege) itibarını zedeler.”
Karar, istinafın özel durumu ve yeni olguların ortaya konmasıyla
ilgili olsa da hukuki kararın gerekçelendirilmesi için önemli bir husus
içermektedir: Karar gerekçesinin işlevi, tarafların beyanlarına ilişkin-
dir: Bu husus, istinaf yargılamasında öncelikle yeni iddialara uygula-
nıyorsa, o zaman bu kesinlikle ilk derece (mahkemesinin) usulü
(erstinstanzliches Verfahren) için de geçerlidir. Bu aşamada tarafların
görüşlerine ilişkin beyanların “yeni” olduğu ileri sürülebilir. Buna ek
olarak, bu düşünce esasa ilişkin (yeni) beyanlarla sınırlandırılamaz,
kural olarak hukuki açıklamalar için de geçerli olmalıdır: Mahke-
me’nin, ilk derece yargılamasında tarafların ileri sürmediği hususları
dikkate alması engellenmemiştir. Ancak hukuki bir bakış açısı ortaya
konduğunda mahkemenin de “bunu dikkate alması ve bununla ilgi-
lenmesi” gerekmektedir. Son olarak, mahkemenin bir tarafın kanunu
yorumlama biçimini diğer tarafın yorumuna tercih etmesi oldukça
olağandır. Bununla birlikte, taraflar arasında bir anlam çatışmasının
meydana gelmesi halinde, hukuki sorunlarda bir tarafın anlayışının
“tamamen göz ardı edilmesi” veya “sadece bir ifadeyle geçiştirilmesi”
durumu, “mahkemenin tarafsızlığı konusunda şüphe uyandırır ve bu
durum yargının (Rechtspflege) itibarını olumsuz yönde etkileyebilir”.
Bu hukuk anlayışı karşısında karşı taraf, (...) ilgili çıkarımlara niçin
öncelik verileceği (...) hususu tartılmadığından tümüyle haklı olarak
açıklamalarını ileri sürer.”
c) Ara Sonuç
Eksik gerekçenin sonuçlarına yönelik hükümler, – özellikle de
bunları mutlak temyiz nedeni olarak sınıflandırmak – kanun koyucu-
nun gerekçeye özel bir önem atfettiğini gösterir. Bununla birlikte, ge-
rekçelendirmenin ayrıntılı olarak nasıl yapılması gerektiğine dair ne-
redeyse hiçbir belirleme yoktur. Fakat gerekçelendirmenin dışa dönük
etkisine ilişkin mutlak temyiz nedeni olarak ele alınmasından veya
472