Page 469 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 469
Anayasal Direktiflerin Pratik Uygulamasına İlişkin Perspektifler
lamalar gerekçelendirme sürecinde içkin sınırlar şeklinde görünmez,
aksine usul ekonomisi nedeniyle dayatılır.
Şekli anlamda kesin hükmün söz konusu olduğu durumlarda ge-
rekçenin sınırlandırılması, denetimin artık mümkün olmadığı durumda
gerekçenin denetim işlevinin gereksiz hale geldiğini ortaya koymakta-
dır. Bu nedenle kaybeden tarafın mahkemenin kanundan sapan yo-
rumlamasını tartışması (Auseinandersetzung) pek de gerekli değildir.
Bu belirleme, farklı bir anlayışın gerekçelendirilmesinden vazgeçil-
mesi halinde daha da geçerlidir. Özellikle yüksek mahkeme kararları
için başka bir sınırlama bulunmaması ve hatta BVerfGG’nin, BVerfG
için özel gerekçelendirme gereklilikleri belirlemesi, hukuk arayışında
daha iyi kabul görme (Akzeptanz) fikrinin yanı sıra, her şeyden önce
yüksek mahkemenin yargılama faaliyetinin içtihadı birleştirme işle-
viyle (Rechtsvereinheitlichungsfunktion) açıklanabilir. 305
Kaybeden tarafın itirazlarının dikkate alınması veya ortadan kal-
dırmasına yönelik bir gereksinimin olmaması, kabul ve feragat (ve bir
dereceye kadar da ihmal sebebiyle davanın sonlandırılması) kararları
bakımından gerekçelendirme yükümlülüğünün askıya alınması (Sus-
pendierung) durumunda belirginleşir: Durumlar kısmen de olsa farklı
görüşlerin bulunmaması ile karakterize edilir. Bu, gerekçelendirmeyi
gereksiz kılar. Aynı zamanda bundan hareketle, yargılamada ileri sü-
rülen ve kanunun belirli biçimde yorumlanmasına yönelik itirazların
giderilmesinin de gerekçelendirmenin temel bir görevi olduğu sonu-
cuna varılır.
305 Özellikle BVerfG’nin kararları söz konusu olduğunda, bu özellikle anayasa
hukukuna ilişkin mahkeme kararlarının kanun hükmünde etkisinde bilhassa
kendini gösterir, ayrıca bkz. § 31 II BVerfGG.
467