Page 470 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 470

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                            3.  Eksik ve Hatalı Gerekçelerin Sonuçları

                            1. ve 2. başlıklar altında gerekçenin işlevi, önemli yargılama usulü
                        kurallarının  uygun  şekilde  ele  alınmasına  göre  incelenirken  –  yani
                        yasal  olarak  düzenlenmiş  gerekçelendirme  yükümlülüğünü  yerine
                        getirme  veya  kanunun  öngördüğü  durumlarda  bunu  yapmaktan  ka-
                        çınma – aşağıdaki bölümde de tersi bir durum göz önünde bulunduru-
                        lur: Eksik ve hatalı gerekçelendirmenin hukuki sonuçları ve iki olgu
                        arasındaki ilişki incelenir. Tıpkı bir nesnenin değerinin ancak kaybe-
                        dildiğinde  anlaşılması  gibi  kanunun  da  göz  ardı  edilmesine  ne  gibi
                        sonuçlar  atfedildiği,  hukuki  kurumun  öneminin  anlaşılmasında  bir
                        parametredir.

                            a)  Mutlak Temyiz Nedeni Olarak Gerekçe Eksikliği

                            Üç  “büyük”  yargılama  usulü  kanununda  öngörülen  (ve  sadece
                        şekli olsa da) bir gerekçenin eksikliği mutlak temyiz nedeni oluşturur,
                        bkz. §§ 551 No. 7 ZPO, 338 No. 7 StPO ve 138 No. 6 VwGO. Şekli
                        gerekçelendirme yükümlülüğünün anlamsız hale gelmemesi için, ge-
                        rekçenin  mutlak  temyiz  nedeni  olarak  değerlendirilmesi  zorunludur.
                        Çünkü gerekçenin bulunmaması, temyiz eden için kararın ihlale “da-
                        yandığının”  kesinkes  kanıtlanamadığı  bir  hukuki  ihlal  prototipidir
                        (bkz. §§ 549 I ZPO, 337 StPO, 137 I VwGO).

                            Bununla birlikte bu eksiklik, tekrarlanabilir temyiz gerekçeleri (revisible
                        Revisionsgründe)  biçiminde  görünen  diğer  usuli  hatalarla  kıyaslandığında
                        (Verfahrensfehler)  (örneğin,  mahkemenin  kanuna  uygun  olarak  teşekkül
                        etmemiş olması (Besetzungsfehler), yasaklı hâkimlerin katılımı veya aleniyet
                        ilkesinin (Öffentlichkeitsgrundsatz) ihlali gibi) bir farklılık arz eder: Bu du-
                        rumlarda yargılamadan önce gerçekleşen olayların yargılamaya etkisi kural
                        olarak  düşünülebilir  ancak  bunlar  somut  olayda  kanıtlanamıyorsa  bu  bağ-
                        lamda kararı takip eden bir gerekçenin bulunmamasının, yanlış kararın ne-
                        deni olamayacağı kabul edilebilir. Bununla birlikte gerekçenin bulunmayışı-
                        nı, karardan önce ortaya çıkan usul hatalarıyla eş değer tutmak ve bunu mut-
                        lak temyiz nedeni olarak belirlemekteki birincil amaç açıktır: Alt mahkeme-

                        468
   465   466   467   468   469   470   471   472   473   474   475