Page 471 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 471

Anayasal Direktiflerin Pratik Uygulamasına İlişkin Perspektifler

                        nin dava dosyasına dayanan salt bir hukuki müessese olarak temyiz merci,
                        ilk  derece  mahkemesinin  (alt  mahkemenin)  hukuki  uygulaması  gerekçede
                        gösterilmemişse  de  hukukun  yanlış  uygulandığı  sonucuna  varmayabilir.
                        Karar gerekçesinin açıklanmaması, karara itiraz edilememesine yol açar.

                            Bununla birlikte böyle bir bakış açısı, itiraz edilen kararın denetlenme-
                        sinde yalnızca tespit edilen olguların değil, aynı zamanda mahkemenin hu-
                                                                             306
                        kuki değerlendirmelerinin bildirilmesi  gerektiğini varsayar.  Bununla bir-
                        likte gerekçeye, önceki hukuki çözümü denetlenebilir kılma işlevini yükle-
                        mek doğru değildir. Eğer bu, özellikle geleneksel tümdengelime-kıyasa da-
                        yalı  hukuk  yaratma  modelinin  (Rechtsfindungsmodell)  gerektirdiği  gibi,
                        uygulanabilir norm metinleri sayesinde a priori olarak açıkça önceden belir-
                        lenmiş olsaydı temyiz mahkemesi, daha yüksek bir merci tarafından yeterli
                        surette üstün gelerek meşrulaştırılmış bir neticeyi ilk derece mahkemesinin
                        (Ausgangsgericht) sonucuyla kolayca karşılaştırabilirdi: Kararlar aynı doğ-
                        rultuda değilse, itiraz edilen karar hukuki bir hataya dayanmalıdır; eğer ka-
                        rarlar birbiriyle uyumluysa, olası hukuki hatalar her hâlükârda nedensel ol-
                        mayacaktır.  Bu,  kararın  doğru  olmasının  gerekçeye  bağlı  olduğunu,  yani
                        sonucun da gerekçeyle şekillendiğini gösterir. Daha yakından incelendiğin-
                        de,  duruşma  sonucundan önce  oluşan  gerekçenin  (daha  sonra  belgeleniyor
                        olsa  bile),  mutlak  temyiz  gerekçesi  olarak  belirli  usul  hataları  seviyesine
                        getirilmesi uygun olacaktır.
                            Kanun koyucunun gerekçe eksikliğini mutlak temyiz nedeni hali-
                        ne  getirme  kararı,  kararın  gerekçesinin  ne  kadar  önemli  olduğunu
                        açıkça göstermektedir. Sonuçları temyiz mahkemesi tarafından payla-
                        şılan  kararlar,  şekli  bir eksiklik  nedeniyle  iptal  edilmelidir.  Bununla
                        birlikte düzenlemeler, gerekçenin gerekli içeriği ile ilgili (yani, “olup
                        olmadığı” değil, “nasıl” olması gerektiği hakkında) bir bilgi vermez:
                        Gerekçenin hiç bulunmaması halinde, beklenen hiçbir maddi gerekli-
                        lik yerine getirilemediğinden, bunun mutlak temyiz nedeni olarak de-



                        306   Aksi takdirde mutlak temyiz sebebi, kararın olgusal bir unsuru ya da yargıla-
                            manın bir protokolü olsaydı gerekçelendirilmemiş olurdu.

                                                                                        469
   466   467   468   469   470   471   472   473   474   475   476