Page 472 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 472

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        ğerlendirilmesi, en azından ilk bakışta, gerekçelendirme anlayışı açı-
                        sından ikna edici görünmektedir.

                            b)  Hatalı Gerekçe, Eksik Gerekçe Midir?

                            §§ 551 No. 7 ZPO, 338 No. 7 StPO ve 138 No. 6 VwGO düzen-
                        lemeleri, kural olarak, hatalı gerekçeler için değil, yalnızca eksik ge-
                        rekçeler  için  geçerlidir.  Temyiz  mahkemesinin  görüşüne  göre  hatalı
                        gerekçe, kararın iptaline yol açabilir; ancak bu, kararın sonucunu da
                        hatalı kılması koşuluna bağlıdır. 307  Öte yandan, bir gerekçenin bulun-
                        madığı durumlarda, sonuç ve hatta hâkim tarafından yapılan değerlen-
                        dirmeler kendi içinde doğru gibi görünse de karar iptal edilmelidir. Bu
                        nedenle, “eksik” gerekçe, hiçbir şekilde “ikna edici olmayan” bir ge-
                        rekçeyle özdeş değildir.

                            Bütün bu eksikliklerin yanında “şekle uygun ifadeler”, “bir bütün
                        olarak  kararın  oluşmasında”  hangi  mülahazaların  genel  olarak  (...)
                        kararı belirlemiş olduğunu açıklamadığından, olayın karara bağlanma-






                        307   İlginçtir ki,  karar eleştirmenleri  (Urteilsrezensenten) için (elbette taraflar ba-
                            kımından değil), kararın gerekçesinde ve sonucu bakımından savunulmaz gö-
                            ründüğü ve bu nedenle daha fazla tereddüt olmaksızın “yanlış” olarak damga-
                            lanabileceği şans eseri vakalardan çok daha sık görülen, ilginç bir şekilde bir
                            kararın “sonuçta ikna edici olup, gerekçelendirme hususunda ikna edici olma-
                            dığının” kabul edildiği vakalardır. Eğer böyle bir ifade (daha genel tabiriyle:
                            doğru olarak kabul edilen bir sonuç durumunda gerekçenin eleştirel incelemesi)
                            herhangi bir anlam ifade edecekse, gerekçenin açıkça uyuşmazlığın somut çö-
                            zümünün ötesine geçen bir işlevi olmalıdır; bu işlev, yeni, benzer ancak biraz
                            farklı davaların değerlendirilmesi için kararın örnek teşkil edecek bir nitelikte
                            olmasından kaynaklıdır. Bu amaçla, karar gerekçesi, daha sonra, mahkemenin
                            yorumuna yapılan ve belirli yargılamalarda açıkça göz ardı edilen ancak yeni
                            bir davada ele alınmış olabilecek itirazların, dikkate alınması halinde bile, so-
                            nucun değişmediğinin kanıtıyla ortadan kaldırılması sayesinde eleştirmen tara-
                            fından  “mükemmelleştirilir”.  Yargının  hukuk  yaratma  sürecinde  yazar,  mah-
                            kemeden ve Beck yayınevinin editörlerinden mütevazı bir destek almaya çalı-
                            şır.

                        470
   467   468   469   470   471   472   473   474   475   476   477