Page 455 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 455
Anayasal Direktiflerin Pratik Uygulamasına İlişkin Perspektifler
Bu husus, BGH’nın 3. Ceza Senatosu’nun 1999 yılında aldığı bir karar-
268
da açıkça gösterilmiştir: Savcılığın güvenlik tedbir kararı (Maßregelaussp-
ruch) ile sınırlı temyizi üzerine, senato somut olayda, 1998 yılında cinsel
suçlarla ve diğer tehlikeli suçlarla mücadele yasasında yeni düzenlenen § 66
III 1 StGB’nin şekli koşullarını sağlayan cinsel suç işlemiş olmakla suçlanan
sanık hakkında karar vermiştir. Bu düzenlemeye göre de hükümlü bakımın-
dan önleyici gözaltı tedbir kararı (Sicherungsverwahrung) verilebilmektedir.
Fakat eyalet mahkemesi önleyici gözaltı tedbir kararı vermemiş ve bu karara
ilişkin başka bir açıklama da yapmamış, ancak görünüşe göre savcılık tara-
fından da buna dair uygun bir başvuruda zaten bulunulmamıştır. § 267 VI
StPO’ya göre, önleyici gözaltı tedbir kararının düzenlenmesi veya talep
269
edilmesine karşın önleyici gözaltı tedbir kararının düzenlenmemesi gerek-
çelendirilmelidir. Bu noktada ayrıntılı açıklamalara yer verilmemesi şekli
olarak bir eksiklik teşkil etmemektedir. Bununla birlikte, önleyici gözaltı
tedbir kararı vermenin mümkün olduğu durumlarda BGH, meseleyi “maddi
hukukun uygulanması için gerekli” görmekte ve tedbir kararının “zorunlu”
olduğu durumlarda, bunun düzenlenmemesinin ayrıca gerekçelendirilmesini
talep etmektedir. Bununla birlikte, bu inceleme ilgili tedbir kararı (Anord-
nung) yalnızca mümkün ve hatta olası görünmese dahi maddi hukukun uy-
gulanması noktasında da “önemli” olacaktır: “Önemlilik” kriteri (Erheblich-
270
keit) bu nedenle – yukarıda belirtildiği üzere – bu bakımdan yalnızca sınır-
lı bir anlam ifade eder. Önleyici gözaltı tedbirinin düzenlenmesi – Sena-
268 NJW 1999, 2606.
269 Bu ikinci alternatif, ayrıca yukarıda sözü edilen, tarafların taleplerinin veya
belirli beyanlarının gerekçeye “işlenmesi” gerektiği ilkesinin bir başka olumlu
yasal ifadesi olarak anlaşılabilir: Başvuran, önleyici gözaltı tedbir kararının dü-
zenlenmemiş olmasından hareketle, başvurunun esastan kabul edilmediğini an-
lar; bununla birlikte, bu yönde bir başvuru durumunda, bunun resmi olarak ayrı
bir gerekçe gerektirmesi, bu nedenle de esas kararın yararına ve hukuki anlaşı-
lırlığa olan ihtiyaçla değil, aksine bir tedbir kararını onaylayan hukuki görüşten
sapan farklı bir hukuki görüşe duyulan gereksinimle açıklanabilir.
270 Ayrıca bkz. yukarıda s. 446 vd.
453