Page 453 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 453
Anayasal Direktiflerin Pratik Uygulamasına İlişkin Perspektifler
mak için yeterli bir sebep yoksa evliliğin sonlandırılamayacağına (Unauf-
lösbarkeit der Ehe) bağlı kalmasından kaynaklanmaktadır. İdari uyuşmazlık-
lar da kural olarak vatandaşın, devletin – açıkça kanuna uygun olduğunu
düşündüğü – bir düzenlemenin hukuka aykırı – olduğunu ileri sürdüğünde
(iptal davası, Anfechtungsklage) veya devletin yerine getirilmesini uygun
görmediği bir hakkın varlığını iddia ettiğinde (eda davası, Leistungsklage)
veya devletin hukuka uygun varsaydığı bir normun hukuka aykırı olduğunu
düşündüğünde (norm denetimi) ortaya çıkar.
Ceza yargılamasında (Strafverfahren) durum biraz farklıdır. Burada ce-
za infazının (Strafvollstreckung) şekli koşulu, fail itiraf etse ve savcının talep
ettiği cezanın aynısını dilese de mahkeme tarafından verilen mahkûmiyet
kararıdır. Bununla birlikte, bu daha çok teorik bir sorundur; çünkü cezayı
kabul eden hükümlü, genellikle zaten cezanın kaçınılmaz olduğunu bildiği
için bunu yapacaktır.
Bununla birlikte, her iki tarafın da – ister mesleki bilgiden yoksun
değerlendirmelerinde ister hukuki tavsiye sonucunda ve avukatların
dilekçesinde olsun – hukuki anlaşmazlığın nasıl karara bağlanacağına
dair fikirleri vardır ve her ikisinin de aynı somut noktaları esaslı gör-
düğü hiçbir şekilde göz ardı edilemez. Ancak bu noktaları farklı de-
ğerlendiriyorlar ise ve bu nedenle, özellikle kaybeden tarafın bakış
açısından, kararın neden “farklı” sonuçlanmadığı veya başka deyişle:
mahkemenin, argümanları ve dolayısıyla kararda belirtilen görüşe
yönelik itirazları nasıl değerlendirdiği özellikle önemlidir.
Ceza muhakemesi hukukunda yine oldukça açık bir hüküm yer
almaktadır: “Yargılamada Ceza Kanunu’nun özel olarak öngördüğü,
cezai sorumluluğu kaldıran, azaltan veya artıran nedenler ileri sürül-
müşse”, o zaman § 267 II StPO’ya göre “kararların gerekçelerinde bu
nedenlerin tespit edilip edilmediği gösterilmelidir”. Kanun, bu neden-
lerin var olup olmadığının ayrıntılı olarak nasıl (wie) tespit edilmesi
gerektiği hususunda herhangi bir belirlemede bulunmamıştır; § 267 II
StPO ayrıca, hukuki sorunların (Rechtsfragen) çözümünden ziyade,
451