Page 454 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 454
YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ
iddia edilen olguların dikkate alınmasına atıfta bulunur. Bununla bir-
likte, mahkemenin sadece kendi bakış açısını açıklamakla kalmayıp,
aynı zamanda yargılamanın konusu olan olası itirazları “çözümleme-
si” gerektiğini de belirtmek gerekir. Yargılama özellikle delillerin de-
ğerlendirilmesi (Beweiswürdigung) bağlamında, sanığın (en azından
teknik olmayan bir anlamda, kolluk kuvvetlerine (Strafverfolgungsbe-
hörde) hasım olan) muhtemel ifadelerinin değerlendirilmesi ve gerek-
tiğinde çürütülmesi hususunda benzer bir amaç izlemektedir. 262 Bu
noktada ciddi olarak dikkate alınması gereken her olay senaryosu göz
önünde bulundurulur. 263
Benzer ilkeler – açık bir yasal dayanak olmadan – idari yargılama
(Verwaltungsprozess) 264 ve medeni yargılama usulünde (Zivilverfah-
ren) de kabul edilmektedir 265 : Burada, taraflarca ileri sürülen hususlar
– kararla açıkça alakasız olmadıkları sürece – dikkate alınmalı ve
özellikle hukuken gerekçelendirilebilir olgulara karşı olası itirazlar
değerlendirilmelidir. 266 Ama aynı zamanda ceza muhakemesi hukuku-
nun bazı durumlarında içtihat hukuku, § 267 StPO’nun şekli koşulla-
rının aksine, maddi “gerekçelendirmeye dair gereklilikler” olarak ad-
landırılabilecek ve § 267 StPO’daki düzenlemeyi aşan gereklilikler
ortaya koymaktadır: 267
262 İzahı için bkz. Kleinknecht/Meyer-Goßner, Strafprozessordnung, § 267, para.
12.
263 Ayrıca bkz. BGH NStZ 1984, 212; BGH StV 1991,410.
264 Ayrıca bkz. Kopp/Schenke, Verwaltungsgerichtsordnung, § 108 para. 30; § 117
para. 14
265 Ayrıca bkz. Thomas/Putzo, Zivilprozessordnung, § 313 para. 34.
266 Bu bağlamda bkz, EuGH NJW 1999, 2429, 2430, temyiz mahkemesi itiraz
edilen kararın gerekçelerine dayanması durumunda, sınırlamalara tabiidir. Ka-
nun yolu gerekçe yükümlülüğüne ilişkin daha fazla sınırlama için ayrıca bkz.
aşağıda s. 455 vd.
267 Sonuç olarak, BGH (NJW 1999, 2606) bu gerekliliklerin ihlalini usuli bir hata
(Verfahrensfehler) olarak değil, maddi-hukuk bakımından ayıp (sachlich-
rechtlicher Mangel) olarak görmektedir.
452