Page 439 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 439

Anayasal Direktiflerin Pratik Uygulamasına İlişkin Perspektifler

                            Bununla birlikte, hakim ile kanun koyucu arasındaki etkileşimin
                        bir başka yönüne de kuvvetler ayrılığı ilkesi bağlamında daha spesifik
                        şekilde  değinilir: Kanuna  bağlılığa ilişkin hususlar, her şeyden önce
                        bir norm metninin mevcut olduğu ve kararın söz konusu norm metnine
                        atfedilip edilemeyeceğinin incelenmesinin gerektiği durumları açıklar;
                        işlevsel kuvvetler ayrılığı 233  (funktionelle Gewaltenteilung) bakış açı-
                        sı, hakimin yalnızca ikinci düzey bir kanun koyucu olduğunu ve birin-
                        ci düzey normatif metinlerin (bir dereceye kadar kanunun uygulanma-
                        sının “başlangıç üst önermeleri” olarak) hakim tarafından yaratılama-
                        yacağını, ancak ikincil düzeydeki normların, kanun koyucu tarafından
                        oluşturulan birincil düzeydeki normlara atfedilmesi gerektiğini güçlü
                        bir şekilde vurgulamaktadır. Başka bir deyişle: hâkim üst önermeleri
                        kendisi oluşturamaz.

                            Sonuç  olarak,  kuvvetler  ayrılığı  ilkesi  altında  gerekçelendirme
                        yükümlülüğüne ilişkin argümanlar, genellikle kanuna bağlılık postüla-
                        sına karşılık gelir. Bununla birlikte, işlevsel kuvvetler ayrılığı, hâki-
                        min norm yaratma süreci içinde kendi çıkış noktalarını icat edemeye-
                        ceğini de açıkça ortaya koymaktadır. 234

                            (4)  Gerekçelendirme Yükümlülüğünün Ölçülülük İlkesinden
                                Türetilmesi

                            Devlet  hedeflerine  yönelik  belirlemelerden  kaynaklı  son  unsur
                        olarak da gerekçelendirme yükümlülüğünün ölçülülük ilkesine daya-
                        nıp  dayanamayacağı  incelenecektir.  İlk  bakışta  şaşırtıcı  görünen  bu
                        yaklaşım, daha ayrıntılı (ve genel hukuk devleti ilkesinden ayrışan) bir



                        233   Ayrıca bkz. Müller/Christensen/Sokolowski, Rechtstext und Textarbeit, 1997, s.
                            166 vd.
                        234   Öte  yandan, yasama  organının,  lege  artis’e  atfedilebilecek  kararlar  temelinde
                            değiştirilmesi gerekip gerekmediğini inceleyebileceği gerçeği söz konusu oldu-
                            ğu ölçüde, gerekçe muhtemelen yalnızca yasal bir refleks şeklinde hizmet eder
                            (ve her halükârda seçici ‘raporlama’ veya benzeri bir yükümlülük sebebiyle da-
                            ha da iyi desteklenir).

                                                                                        437
   434   435   436   437   438   439   440   441   442   443   444