Page 437 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 437
Anayasal Direktiflerin Pratik Uygulamasına İlişkin Perspektifler
neten kişiler tarafından çıkarılan ve hâkimler tarafından uygulanan kanunlar
aracılığıyla anayasa tarafından egemen olarak belirlenen kişilere “bağlanma-
sı” söz konusu olurdu. Böylelikle hukuk uygulayıcısının gerekçelendirilme
gerekliliği, demokrasinin bir özelliği olmaktan ziyade, diğerlerinin yanı sıra
devlet erkinin gözetilecek kanunlar ve bunlara tabi hâkimler tarafından yürü-
tüldüğü bir yönetim biçiminin zorunlu bir sonucu olarak değerlendirilir.
Dolayısıyla burada da gerekçe yükümlülüğünün temeli kanuna bağlılıktır.
223
Eckhold-Schmidt’in görüşünün aksine, – teorik olarak doğru ifade edilen
– kanuna bağlılıktan kaynaklanan gerekçelendirme yükümlülüğü, ancak
ilgili bir kanunun bulunması durumunda ortaya çıkar. Ancak, kararın kanun-
dan etkilenmeyeceği düşünülebilse de daha önce alınmış olan kararın gerek-
çesinin nasıl demokratik meşruiyetin temel eylemini oluşturabileceği muğ-
224
laktır.
(3) Gerekçelendirme Yükümlülüğünün Kuvvetler Ayrılığı
İlkesinden Türetilmesi, Md. 20 II 2 GG
Buna ek olarak, gerekçe yükümlülüğü, karşılıklı kontrol edilebilir-
lik amacıyla, md. 20 II 2 GG’de belirtilen kuvvetler ayrılığı ilkesinden
de kaynaklanabilir. Devlet erkinin yasama, yürütme ve yargı olarak
temelde birbirlerinden bağımsız alanlara bölünmesi, genel olarak
“devletin iktidarının birey karşısında dengelenmesine”, 225 “devletin
rasyonel örgütlenmesine” 226 ve devlet gücünün daha iyi denetlenmesi-
ne 227 hizmet etmeyi amaçlamaktadır. 228
223 Ayrıca bkz. Eckhold-Schmidt, Legitimation durch Begründung, s. 17.
224 Brink, Über die richterliche Entscheidungsbegründung, 1999, s. 64 vd.
225 Ayrıca BVerfGE 9, 268, 279 vd.; 67, 100, 130; Jarass/Pieroth-Jarass, md. 20
para. 15.
226 BVerfGE 68, 1, 86.
227 Ayrıca bkz. BVerfGE 7, 183, 188.
228 Genel olarak kuvvetler ayrılığının işlevi ile ilgili olarak, Dreier-Schulze-Fielitz,
md. 20 (Hukuk Devleti), para. 63.
435