Page 416 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 416

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                            (d) Özetle, md. 97 I GG kapsamında hâkimin kanuna bağlı olması
                        (sadece içsel anlamda değil) gerekçelendirme yükümlülüğünü ortaya
                        koyar.  Bir  kararın  norm  metninden  tamamen  tümdengelime-kıyasa
                        dayalı olarak türetilmesi mümkün görülmezse, karar gerekçesi sadece
                        “arzu edilir” değil, daha ziyade ilkesel olarak zorunludur.

                            (4)  Gerekçelendirme Yükümlülüğünün Md. 103 II GG’de
                                Düzenlenen Ceza Hukukundaki Belirlilik İlkesinden
                                (nulla poena sine lege) Türetilmesi

                            Md. 103 II GG’de düzenlenen “nulla poena sine lege” ilkesi, md.
                        93 I No. 4a GG uyarınca temel hak benzeri bir etkiye sahiptir. İlkenin
                        ihlali, bireysel başvuru yoluyla ileri sürülebilir. Burada belirlilik ilke-
                        si, – md. 19 IV ve md. 103 I GG’den farklı olarak – daha çok yargı
                        yetkisini tanımlayan hükümler kısmında ele alınıyorsa, bunun nedeni
                        md.  103  II  GG’nin  subjektif  bir  hakka  yönelik  olmamasıdır.  Nulla-
                        poena-ilkesi  burada  daha  ayrıntılı  olarak  tartışılmayacaktır,  çünkü
                        ilkenin  uygulama  kapsamı  (maddi)  ceza  hukukuyla  sınırlıdır. 151   Bu-
                        nunla birlikte bu anayasal norm, (ceza hukukunun) dogmatik literatü-
                        ründe ceza kanunlarının yorumlanmasıyla yakından bağlantılı olduğu
                        için bu normun da kısaca üzerinde durmak gerekir. 152

                            Md. 103 II GG uyarınca bir fiil, “ancak cezai sorumluluğun, fiil
                        işlenmeden önce  kanunla belirlenmiş olması  halinde  cezalandırılabi-
                        lir.” Bu düzenlemeden, lex certa (kanunilik ilkesi), lex scripta (örf ve
                        âdet  hukukun  uygulanmayacağı),  lex  praevia  (kanunların  geriye  yü-
                        rümezliği ilkesi) ve lex stricta (kıyas yasağı) güvenceleri de gelenek-




                        151   Bu ilkenin kapsamı ile ilgili olarak, özellikle usul hukukundaki (eksik kalan)
                            önemine  dair  ayrıca  bkz.,  Kudlich,  Strafprozeß  und  allgemeines  Missbra-
                            uchsverbot, 1998, s. 133 vd.
                        152   Bilhassa buna dair bkz. Otto, Grundkurs Strafrecht AT, 2000, § 2 I, II (s. 17
                            vd.) ve Wessels/Beulke, Strafrecht Allgemeiner Teil, 2000, § 2 I, II (para. 43
                            vd.).

                        414
   411   412   413   414   415   416   417   418   419   420   421