Page 398 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 398
YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ
durumu, bazı başka yararları (süreci hızlandırmak veya mahkemelerin
98
iş yükünü hafifletmek gibi) gözetmek için kabul ederse, bununla
yine de keyfi olarak alınmış kararı onaylamış olmaz.
Bu nedenle, – Brink’in gerekçelendirme yükümlülüğüne ilişkin
savunulan başka birkaç anayasal temeli az ya da çok gözler önüne
serdiği gibi – genel eşitlik ilkesinin yararına gerekçelendirmenin arzu
edildiği, ancak vazgeçilemez olmadığı görüşü benimsenebilir. Bununla
birlikte, şimdiye kadarki açıklamalarımızın temelinde, “arzu edilen ve
vazgeçilmez olan” veya – Brink’in burada işaret ettiği üzere – “biçim
ve içerik” arasındaki ayrımın mevcut bağlamda kolayca belirleneme-
diği ortadadır: Bu ayrım, hükmün kurulması aşamasının kararın norm
metninden zorunlu ve semantik biçimde türetilebilme esasına dayan-
mak suretiyle neticesi açıkça önceden belli olan salt dedüktif bir ey-
lem olarak gerçekleşmesi durumunda yerinde olurdu. Altlama faali-
yetinin doğru bir biçimde (yani hâlihazırda icra edilmiş olan doğrultu-
sunda) yapılması halinde, altlama faaliyeti yalnızca “zaten tamamlan-
mış bir şeyin icrası olarak” değerlendirilir ve gerekçesi dekoratif bir
99
ekleme olmaktan öteye geçemez. Buna karşın, hukuki kararın önce-
likle hukuk uygulayıcısı tarafından norm metninden “elde edilmesi”
gerektiği kabul edilirse 100 gerekçelendirme, en az “doğru” norma ve
dolayısıyla norm metnine dayanmak kadar önemlidir. 101 Ancak, kara-
dungspflicht – Wandel der Staatsform der Bundesrepublik, in: NJW 1994, 1032
vd.
98 Çatışan anayasal olarak korunan hukuki değerler biçiminde gerekçelendirme
yükümlülüğünün anayasal sınırları hakkında bkz. aşağıda s. 440 vd.
99 Gerekçenin anlamı, özellikle de altlama faaliyetini kontrol edilebilir kılmasıyla
kendini gösterir, bkz. yukarıda s. 19 vd.
100 Örneğin, pragmatik başlık için bkz. Müller/Christensen/Sokolowski, Rechtstext
und Textarbeit.
101 Dahası, bu davada, Brink’in eksik gerekçenin en iyi ihtimalle bir “vesile olabi-
leceği ama davanın nedeni olamayacağı” yolundaki ifadesinin yanlış olup ol-
madığı tartışmalıdır. BVerfG norm metniyle uyumsuz olan ve kolayca anlaşı-
lamayan bir kararın, bunun için herhangi bir gerekçe gösterilmediği takdirde ve
396