Page 392 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 392

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        Bu,  anayasadan  kaynaklanan  gerekçelendirme  yükümlülüğünün  “sa-
                        dece”  objektif  olarak  hukukun  tesisi  yararına  veya  topluma  yönelik
                        değil, aynı zamanda hak sahibi bireyin yararına olduğunu göstereceği
                        için önemlidir. Buna ek olarak, bu durumda gerekçelendirme yüküm-
                        lülüğünün  ihlali  –  en  azından  teorik  anlamda  –  en  önemli  anayasal
                        hukuki çare (Verfassungsrechtsbehelf) olan (bireysel başvuru) anayasa
                        şikâyeti ile de doğrulanabilir.

                            (1)  Md. 1 I GG’deki İnsan Onuru Güvencesinden
                                Gerekçelendirme Yükümlülüğünün Türetilmesi

                                       74
                            Md. 1 I GG  ile kişiye yalnızca “insan olması” nedeniyle tanınan
                                                                                  75
                        sosyal bir hak olan saygı görme hakkı güvence altına alınır.  Bu hak-
                        kın kapsamına neyin girdiği sorusundan (soyut olarak cevaplandırıla-
                        mayan,  somut  durumlarda  ise  oldukça  tartışmalı  cevaplar  verilerek
                                   76
                        çözümlenen )  bağımsız,  öğretide  ağırlıklı  olarak  kabul  gören  yargı


                        74    Md. 1 I GG’nin, md. 1 III’deki muğlak ifadelere rağmen, zaten temel bir hak
                            (ve  sadece  bağlayıcı  olmayan  bir  bildiri  değil)  olduğu  gerçeği,  özellikle
                            BVerfG en başından beri ve yerleşik içtihatlarda böyle bir temel haktan hareket
                            ettiği için, kesin olarak kabul edilmelidir. Bkz. BVerfGE 15, 249, 255; 61, 126,
                            137.
                        75    Ayrıca bkz. yalnızca BVerfGE 87, 209, 228; Jarass/Pieroth-Jarass, Grundge-
                            setz,  md.  1,  para.  4.  Bunun  Kant  geleneğinde  (ayrıca  Vitzthum,  Die  Mensc-
                            henwürde als Verfassungsbegriff, in: JZ 1985, 201, 205) “özdeğer, özerklik, ki-
                            şilik,   insanın   doğası”   (ayrıca   bkz.   Nipperdey,   in:   Better-
                            mann/Neumann/Nipperdey (eds.), Die Grundrechte, C.II, s. 1) ya da sadece in-
                            sanın kendi kaderini tayin etme davranışı temelinde kimlik oluşumunun bir ba-
                            şarısı olarak mı (ayrıca bkz. Luhmann, Grundrechte als Institution, 1965, s. 53
                            vd.) temellendirildiği mevcut bağlamda bir rol oynamaz.
                        76    Örneğin, BVerwG’nin çok tartışmalı olan, gönüllü bir gösterinin kendini sergi-
                            leyen kişinin insan onurunu ne zaman ihlal ettiği ve bu nedenle md. 1 I 2 GG
                            uyarınca  gerekirse  mağdurun  isteğine  rağmen  önlenebileceği  sorusuna  ilişkin
                            “Peep-Show” kararı bunun etkileyici bir  kanıtıdır: BVerwG 64, 274 vd. ve ör-
                            neğin  Discher,  Die  Peep-Show-Urteile  des  BVerwG,  in:  JuS  1991,  642  vd.;
                            Gern, Menschenwürde und gute Sitten, in: NJW 1983, 1585 vd.; Hoerster, Zur
                            Bedeutung des Prinzips der Menschenwürde, in: JuS 1983, 93 vd. benzer sorun
                            için  çok  kısa  boylu  insanlarla  “cüce  fırlatma”  meselesi  VG  Neustadt  NVwZ

                        390
   387   388   389   390   391   392   393   394   395   396   397