Page 387 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 387
Anayasal Direktiflerin Pratik Uygulamasına İlişkin Perspektifler
iki taraf da kendilerince kanunu anlamıştır. Mahkemenin görevi ise,
anlayış şekillerinden hangisinin daha iyi olduğuna karar vermektir.
Buradan hukuk metodolojisi kurallarının ne saf bir anlama gerçek-
liğinden dikte edildiği ne de salt sanat kuralları olduğu sonucuna varı-
64
rız. Bu kurallar daha ziyade, “üçüncü tür bir fenomen” olarak iki
şekilde vurguyla kendilerine özgü bağlayıcılık kazanırlar: Bunlar bir
yandan, normatif direktiflerden etkilenirler. Öte yandan, normatif di-
rektifleri dikkate alarak uygulama tarafından geliştirilen standartlar,
dilin toplumsal boyutunun ve materyalinin izin verdiği ölçüde kullanı-
labilir.
c) Karara Bağlanamayan Hakkında Karar Vermek Mi
Yoksa Karara Bağlanmamış Olan Fakat Karara
Bağlanabilir Olanı Tanımak Mı?
Böylelikle, anayasal yorumlama sorunlarının ötesinde, norm
odaklı uyuşmazlık çözümünün genel bir sorununa işaret eden üçüncü
ve son soruyu gündeme getirilebilir: Bir hukuki metin çalışmasının
standartlaştırılması, dile ilişkin koşullar göz önüne alındığında işe
yarayabilir mi? Mesele, aynı kanunun birbirini dışlayan yorum biçim-
lerinin bir çatışması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte,
bu çatışma bizi bir paradoksa sürükler: “Kararlar ancak temelde karar-
laştırılamayan (sadece: kararlaştırılmamış olanlar değil!) bir şey söz
konusu olduğunda oluşurlar. Aksi takdirde, karar çoktan verilmiş
65
olurdu ve sadece ‘tanınması’ gerekirdi.” Peki, birbirini dışlayan yo-
rumlarla ilgili bir kararda ne standartlaştırılabilir? Her iki yorum biçi-
mi de anlaşılabilirdir ve bu nedenle dile aittir. İkisinden hangisinin
daha iyi olduğuna karar verilmelidir. Öyleyse mesele, bir dil kuralı
64 Ayrıca bkz. Luhmann, Das Recht der Gesellschaft, 1993, s. 355.
65 A.g.e., s. 308.
385