Page 382 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 382

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        yetkilendirme  işlevi  yalnızca  haklı  iddialar  için  geçerli  olduğundan,
                        yaptırıma tabi bir model ortaya çıkar: İddianın söylemsel yetkilendir-
                        me  gücü  yok  sayılırsa,  örneğin  bu  iddiaya  dayanılmasının  yasa  dışı
                        olarak değerlendirilmesi halinde, zımni olarak hesap yönetimi ayarla-
                        rının ve iddianın haksız olarak değerlendirilmesi yoluyla iddiada bu-
                        lunana karşı negatif bir yaptırım uygulanmış olur. Buna karşılık söy-
                        lemsel  yetkilendirme gücünün tanınması zımni olarak iddianın haklı
                                                     51
                        görüldüğünü göstermektedir.”
                            Buradan, hukuk pratiğine ulaşılabilir. Hukuk oyunu, bu mekaniz-
                        mayı  sadece  kanun  yoluyla  tesis  etmemiştir.  Daha  ziyade,  bilim  ve
                        hukuk  camiası  tarafından  yapılan  eleştiri  ve  gözlemlere  eşlik  eden
                        birlikler, hukuk adına hareket edenlerin söylemsel itibarını denetlerler.
                        Kuruluş  ve gerekçelerinde  hukuk pratiğinin doğasında  var olan  nor-
                        matif  özelliklerde ısrar  ettikleri  ölçüde,  onları  tekrar tekrar  üretirler.
                        Çünkü bunlar uygulamanın “içinde değildirler”. Daha ziyade, katılım-
                        cıların eylemleriyle ilişkilendirdikleri “iyi” anlamı korumak için bir-
                        birlerini tekrar tekrar teşvik ettikleri gerçeğine dayanır. Hukuk pratiği
                        teorisinin yaptığı da tam olarak budur.
                            Bu, hukuki karar verme çalışmasında hüküm süren hukukun gö-
                        rünmez elini kısmen görünür ve denetlenebilir kılar. Bu, her şeyden
                        önce hukukçuların, hukukta vuku bulan dile hâkimiyetleri konusunda
                        geçerlidir. Ancak dil, anlam olarak hiçbir şekilde hukuku karşılamaz.
                        Hukuk, hukukçular tarafından dil aracılığıyla ve dilde oluşturulur. Bu
                        noktada fakat hukukçular özgür değildir. Yani, hukukla ve ilgili hukuk
                        alanının yöntemle ilgili normlarıyla bağlıdırlar. Bir pratik teorisi, hu-
                        kuk pratiği açısından hangi gereksinimlerin ortaya çıktığını gösterme-
                        lidir. Bunu yaparken, bir temel gereklilik olan hukuk devleti esasını,
                        uygulamanın belirlediği ölçüde, dikkate almalıdır. Bu anlamda, pratik





                        51    Ayrıca bkz.  Knell,  a.g.e.,  s.  225,  239;  Brandom,  Making  it  explicit,  1994,  s.
                            180.

                        380
   377   378   379   380   381   382   383   384   385   386   387