Page 381 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 381
Anayasal Direktiflerin Pratik Uygulamasına İlişkin Perspektifler
lirlenir. Konuşmacı, iddialarıyla daha sonra bu iddialardan türetilebi-
lecek tüm sonuçları “kabul eder.” Ancak aynı zamanda, bu yetkilen-
dirmeden sorumludur. Konuşmacı, sadece iddialarının sonuçlarıyla
“bağlı” değildir, aynı zamanda bunları gerekçelendirilebilmesi ile de
49
bağlıdır. Yetki ve sorumluluk arasındaki bu ikili ilişki, yetkilendir-
melerin kompleks dinamiğini oluşturur, yani gerekçeye ilişkin tartış-
malı olan iddialara dayanmayı, tespitleri serbestçe yapmayı ve tartış-
ma yaratacak iddialar bakımından nedenlere sahip olmayı gerektirir.
Söz konusu iddiaların kabul edilmesi veya yok sayılması, katılımcıla-
rın uygulamada sahip oldukları ilgili statüyü de belirler. Robert Bran-
dom, “sosyal pratiğe etki eden farklı aktörlerin, tespitlerinin ve yetki-
lerinin tanınması ve kabullenilmesindeki ilgili tutumları” “deontik
“hesap bakiyesi” olarak yani “bireysel aktörlerin önemli performans-
larına tepki noktasında ilgili hesap yönetimi ayarlarının duruma uygun
hale getirilmesi faaliyetini” “deontik hesap yönetimi pratiği” olarak
50
tanımlar. Bunun, normativizmi uygulayan ve onu görünür ve açık
hale getiren yaptırımlar için de bir geçit olması önemlidir.
Burada çıkış noktası katılımcıların deontik hesaplarının mümkün
olan en iyi bilançoya ulaşmak istedikleri varsayımıdır. Bu, katılımcıla-
rın açıklamalarının bir otorite olarak ciddiye alındığı anlamına gelir.
Böylece, söz konusu pratiğe etki edebilirler. Kısacası, etkili olmakla
ilgileniyor olmaları anlam ifade eder. Zaten kim ahmak olarak algı-
lanmak ister ki. Yani kim zaruri bir durum yokken pratikte “bir şeyler
söylemekten” vazgeçmek ister ki. Bu nedenle, yaptırım uygulama
imkânı, yetkilerin verilmesine veya geri alınmasına zemin oluşturan
nedenlerin sağlanması ve talep edilmesi pratiğinde mündemiçtir. Bu
imkân, “konuşmacıyı ve dinleyicilerini daha çok iddiada bulunma
hususunda yetkilendiren söylemsel haktan kaynaklanmaktadır. Bu
49 Ayrıca bkz. Knell, a.g.e., s. 225, 237; Brandom, Making it explicit, 1994, s.
173.
50 Ayrıca bkz. Knell, a.g.e., s. 225, 237.
379