Page 315 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 315

Unutulmuş Pragmatik Bağlar:
                                        Mahkeme Kararlarının Dilsel, Sosyal ve Argümantatif Koşulları

                                                      394
                        sıyrılır ki bu ceza da ertelenmiştir.
                            Her  şeye  rağmen  kararın  seyrini  sanık  lehine  çevirmeyi  başaran
                        kaybolan oğul hikayesi, elbette aslı astarı olmayan bir hikâye değildir.
                        Aynı şekilde bu hikâye kendi ikna gücünü ve etkisini savcı ve hâkimin
                        tamamen kişisel duyarlılığına da borçlu değildir. İncil’deki bir metin
                        olarak bu hikâye, tamamen sekülerleşmiş bir dünyada dahi neredeyse
                        arketip olarak nüfuz etme gücüne sahip “en yaygın ‘kabul gören’ anla-
                        tım biçimlerinden” biridir. 395

                            Her kültür ve her toplum, olaylara ve süreçlere kendilerine göre
                        bir anlam vermek için birikimlerinden faydalandıkları prototip hikaye-
                        lere dair bir temele sahiptir. Bu hikayeler aynı zamanda, kültürel anla-
                        tılarda da kabul gören ve kültür temelinde neyin önemli olduğuna işa-
                        ret eden bir taslak oluştururlar. Dünyaya dair söylenebilecekler hak-
                        kındaki genel bilgiyi ve bunun kişisel hikayelerde ikna edici bir şekil-
                        de nasıl ortaya konulacağını ve savunulacağını şekillendirirler. 396  Böy-
                        lece  bu  hikayelerden,  güvenilir  ve  ikna  edici  bir  anlatı  olarak  kabul
                        edilebilecek ve bu anlamda “iyi” bir hikâye olarak görülen şeyler için
                        bir yorum çerçevesi (Interpretationsrahmen) ortaya çıkar. Hikayelerin
                        tema,  yapı,  kurgu  ve  olası  kullanımlarındaki  anlatı  tiplemeleri,  bir
                        anlatının söylemsel etkisinin, (kendi) kalıplarına göre ölçülebilen kül-
                        türe  ait  bir  tür  dilbilgisi  tesis  eder. 397   Aynı  zamanda  bu,  amaçlarına
                        başarıyla hizmet edebilen tüm hikayelerin içeriğinde sürekli bir akış
                        halindedir. Yeni hikâyeler eskinin yerini alır ve içerisinde, karşılığında
                        konuşmacıların söylemsel becerilerini kendi ellerine aldığı, sürdürdü-




                        394   Bu konuya ve yargılama usulünün genel seyrinin analitik olarak listelenmesine
                            dair “tahmine dayalı söylem” hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Sauer, a.g.e., s.
                            88 vd.
                        395   Bkz. Sauer, a.g.e., s. 103.
                        396   Bu konu hakkında bkz. Benett/Feldman, Reconstructing Reality in the Court-
                            room. Justice and Judgement in the American Culture, 1981.
                        397   Buraya dair bkz. Jackson, Law, Fact and Narrative Coherence, 1988.

                                                                                        313
   310   311   312   313   314   315   316   317   318   319   320