Page 318 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 318

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        den anlaşılır gibi görünen bu tespit, esasen hukuka ulaşmak için gere-
                        ken  tüm  karmaşıklıktan  ve  eylemlerin  çeşitliliğinden  başka  bir  şey
                        değildir. Bu tespit, hâkimin hukuk dilinde işe koyulurken tabi olduğu
                        bağların görünür hale geldiği bir perspektife işaret etmektedir.

                            Hukukta her şey dildir. Ve dil − söylem analizine yönelik dil teo-
                        risinin öğrettiği gibi – aralıksız olarak ona katılanların iletişimsel ey-
                        lemlerinde  üretilir.  Anlamı  olan  her  şey  (mevcudiyetini)  bu  eyleme
                        borçludur.  Özellikle  hukuk  olarak  dilin  anlamına  dair  (bir)  çalışma,
                        yargılama sürecinin tamamına ilişkin çalışmadır. Bu süreç, katılımcı-
                        ların interaktif eylemlerinde tekrar tekrar oluşturulan ve profillenen bir
                        süreçtir. Yargılama, katılanların etkileşimli yürüttüğü bir usuldür. Hu-
                        kukta anlam; tek başına, katılanların olanlara dair hikayelerinde sey-
                        reden, onların bu konudaki anlaşmazlığı yoluyla kendi amacını bulan,
                        böylece  anlaşmazlıklarını  çözdükleri  ve  nihayetinde  hâkimin,  hük-
                        münde hukukun tek gerçek olay örgüsü olarak kabul ettiği tüm eylem-
                        lerde  yer  almaktadır.  Yine  de  eylemlerinin  böyle  bir  “anlam”  ifade
                        edebilmesi  adına,  katılanlar  aynı  zamanda  söylemin  koşullarına  da
                        tabidirler. Bu süreçte rol alan oyuncular da anlam uğruna üzerlerinde
                        güce sahip olan şeye göre hareket ederler.
                            Ve bu, özellikle hâkim için geçerlidir. Hâkim, kararlarında özgür
                        değildir.  Hâkimler  hukuku  tesis  ederler.  Bu  da  onları  görevlerine
                        atandıklarında bu hukuka dayanan yargılamanın efendileri yapar. Fa-
                        kat, bu usul aracılığıyla tüm katılanlar için “hukukun tesisine” yönelik
                        hâkimin  eylemleri,  tüm  katılanlarla  ve  yargılamaya  dahil  olanlarla
                        aynı şekilde, “sosyal yapılara ve (...) hukukun mevcut dilbilgisine bağ-
                        lıdır.” 401 Asıl mesele, uygulamasında açıklığa kavuşturulmuş bir hukuk
                        teorisi, hukukun yalnızca “semantik mücadeledeki bir oyun” olduğunu







                        401   Löschper, a.g.e., s. 15, onların araştırmalarının ilgi alanına göre bu husus daha
                            dar anlamda “ceza yargılamasıyla” ilişkilendirilmektedir.

                        316
   313   314   315   316   317   318   319   320   321   322   323