Page 314 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 314

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                                                                391
                        ber ilerideki sosyal davranışının “öngörüsü”  noktasında elverişli bir “ik-
                            392
                        lim”  yaratmaktır. Zira ceza miktarı, her şeyden önce cezanın talep edildiği
                        gibi,  (kanun  uyarınca)  cezanın  denetimli  serbestlik  tedbiri  şeklinde  uygu-
                        lanmasına  dair  kararla  ilişkilidir.  Sanık  açışından  (sanığın  erkek  olduğuna
                        dikkat çekerim) hem kadın savcı hem de kadın hâkim (her ikisinin de kadın
                        olduğuna dikkat çekerim) üzerinde iyi bir etki bırakan olay örgüsünün belir-
                        leyici kısmında denetimli serbestlik görevlisi, sanığın bir zamanlar aşçı ola-
                        rak çalıştığı otelin mutfağında nasıl tek seferde 164, yazıyla: Yüz altmış dört
                        biftek hazırlamak zorunda kaldığını ve bu görevin üstesinden nasıl başarıyla
                                             393
                        geldiğini anlatmaktadır.  Bu anlatım etkisini gösterir. Sorguyu yapan kadın
                        hâkim ve ayrıca kadın savcı hikâyeden oldukça etkilenmişlerdir. Bunu, dos-
                        tane şaşkınlıklarına dair beyanlar, ocağın büyüklüğüne dair sorular ve sanı-
                        ğın  buna  ilişkin  duyguları  veya  önceki  çalışma  tecrübeleri  gibi  daha  fazla
                        ayrıntıya dair adeta bir açlık (hissiyle) ifade ederler. Bilhassa aşçılık mesleği
                        için hiçbir özel bir eğitim almadan − bir erkek olarak kendisine yabancı olan
                        bir alanda − dayanma gücü ve cesaret gösteren sanığın becerisinden ve ira-
                        desinden  etkilendikleri  açıktır.  Her  şeyden  öte  sanık,  Bhagwan’ın  (Os-
                        ho’nun) dininden dönmüş bir müridi olarak da içten içe hassas ve barışçıl bir
                        insandır. Ayrıca vejetaryen olduğu için kasaptaki işini de bırakmıştır. Sanı-
                        ğın daha  sonra bir kez daha etle uğraşmak  zorunda olmasına dayanan söz
                        konusu küçük tutarsızlık, olay örgüsünün mevcut etkisinin ardından kesinlik-
                        le fark edilmemektedir. Sanık, daha yüksek değerlerle ilgilenen biri olarak
                        çok göz kamaştırıcı görünmektedir. Yani bütün olay örgüsü esasında tek bir
                        şey “söylemektedir”. Böyle bir adamın, suçta tekerrürün talihsizliği hesaba
                        katılmadan,  esasen  uzun  zamandır  bağlı  olduğu  toplumun  içine  tekrardan
                        karışması  hala  nasıl  engellenebilir?  Bu  dava,  sanık  için  tam  bir  başarıdır.
                        Sanık,  savcılığın  uygun  bulmasıyla  birlikte,  en  alt  sınırdan  bir  ay  cezayla




                        391   “Tahmine dayalı söylem” hakkında detaylı bilgi için bkz. Sauer, a.g.e., s. 88
                            vd.
                        392   “Bir usulün karşılıklı etkileşimli ‘iklimi’” hakkında bkz. Sauer, a.g.e., s. 82 vd.
                        393   Bu pasajın ayrıntılı yorumu için bkz. Sauer, a.g.e., s. 97 vd.

                        312
   309   310   311   312   313   314   315   316   317   318   319