Page 310 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 310

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        hali olarak kabul görmüş olur. 383  Bir kanun kitabı kendi içinde hukuku
                        ne kadar az içeriyorsa, “kıyafetler” de kişiyi  o kadar az  hâkim “ya-
                        par”. Aksi halde bunun bir tiyatrodan ve bir aldatmacadan hiçbir farkı
                        kalmazdı.  Ve  nasıl  ki  hukuk  her  zaman  yalnızca  bir  davaya  ilişkin
                        hukuki  çalışmada  somut  olarak  yaratılıyorsa,  hâkim  de  aynı  şekilde
                        yargılamada “vücut bulmuş” bir kanun olarak, aralıksız söylemsel bir
                        çalışmada kendini tekrar tekrar ve somut olarak “kanıtlamak” zorun-
                        dadır.

                            Beklentiler, tıpkı hâkimin donanımının gerektirdikleri gibi, kendi-
                        liğinden (per se) yerine getirilmelerine dair bir güvence vermez. Söz-
                        ler  de  bunlara  riayet  edilmesini  garanti  etmez.  Bu  ancak  uygulama
                        yoluyla tekrar tekrar fark edilebilir olması sebebiyle saptanır. Öyleyse
                        yalnızca  bu  (uygulama),  tıpkı  hâkimin  donanımının  gerektirdikleri
                        gibi,  beklentilerin  ve  taahhütlerin  içeriğine  de  hâkimin  eylemleriyle
                        ortaya koyduğu anlamda bir hukuk kişisi olarak yargılama için öne-
                        mini etkileşimli olarak göstererek  tanıklık edilmesini mümkün kılar.
                        Elbette  bu  husus,  esasen  hâkimin  tabi  olduğu  ve  uymakla  yükümlü
                        olduğu normatif kurallar için geçerli olduğu gibi, usul kuralları için de
                        geçerlidir.  Bunların  tamamı,  bunlara  riayet  etmeyi,  tıpkı  bir  kuralın
                        kendiliğinden ona uyulmasını beraberinde getirmesi kadar, düşük bir
                        oranda garanti eder. Bunlar daha ziyade (teoride değil de) tam aksine
                        yalnızca pratikte kendilerine uyulmasını gerektirir. “Normlar ve usul
                        ilkeleri, yargılama usulünün yapısını belirlemez. Daha ziyade duruş-
                        madaki ve somut durumdaki katılanlar, etkileşimli ve iletişimsel dü-
                        zen oluşturma metotları içinde ve bu metotlar aracılığıyla belirli pro-
                        sedürü ‘düzenler’.” 384




                        383   Konuya ilişkin detaylı bilgi için bkz. Jackson, Some semiotic Features of Judi-
                            cal Summing Up in an English Criminal Trial, in: International Journal for the
                            Semiotics of Law VII, 1994, s. 201 vd.
                        384   Löschper,  Bausteine  für  eine  psychologische  Theorie  richterlichen  Urteilens,
                            1999, s. 122 vd.

                        308
   305   306   307   308   309   310   311   312   313   314   315