Page 308 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 308

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        su olabileceği unutulmamalıdır ve bu da hâkimin bunlara kulak tıka-
                        masını, bunları bir kenara bırakmasını veya hatta basit bir önemsizlik
                        tespiti  dışında  gerekçelendirmek  zorunda  kalmadan  bunları  dikkate
                        almamasını çok kolay hale getirir. Öyleyse bu durumdan yola çıkarak,
                        kural olarak, dilsel dünyalar arasında aracı olan bir avukata gereksi-
                        nim  duyulduğu  tespiti yapılır. 381   Üstelik  bir  avukat,  burada  yalnızca
                        tek başına dezavantajlı konumda olan hukuki bilgisi olmayan kişi açı-
                        sından değil, aynı zamanda gündelik olayların tamamını, bunların hu-
                        kuki  etkilerini  yaratabilmek  için  davanın  anlatım  kalıbına  dönüştür-
                        mek adına da gereklidir. Ve öte yandan hâkim de (olay örgüsüne dair)
                        kendi versiyonunun diğer pek çok olası versiyondan yalnızca biriymiş
                        gibi bir rastgelelik barındırmadığını kanıtlamak için, bu (hukuki) etki-
                        nin ortaya çıktığı, kararın inşasına nüfuz eden olay örgüsünü anlaşıla-
                        bilir ve kavranabilir kılma yükümlülüğü altındadır. Hâkim, tıpkı yargı-
                        lamayı yürütürken hukuki bilgisi olmayan kişilerden talep ettiği gibi,
                        hukuku  herkes  için  anlaşılabilir  bir  şekilde  müzakere  etmeli  ve  bu
                        amaçla öyle bir dil kullanmalıdır ki bununla hukuki bilgisi olmayan
                        kişilere de ulaşılabilsin. 382  Hâkimin tıpkı hukuki bilgisi olmayan kişi-
                        lerin  kendi  olay  örgülerinde  ifade  ettikleri  hukuki  talepleri  için  her
                        zaman ulaşılabilir olması gerektiği gibi, dilsel olarak yarattığı hukuk
                        da  hukuka  tabi  olan  kişiler  tarafından  söylemsel  olarak  da  “kabul
                        görmelidir”. Tüm bunlar, hâkimin mutlak kudretine dair fantezi büyük
                        ölçüde böyle kalırsa, kaçınılmazdır.








                        381   Avukatların rolü için bkz. Franz Kasper, Der Anwalt im Kampf ums Recht, in:
                            JZ 1995, s. 746 vd.
                        382   Konuya ilişkin temel bilgiler için bkz. Scheppele, Facing Facts in Legal Interp-
                            retation, in: Representations 30, 1990, s. 42 vd.; Jackson, Some semiotic Featu-
                            res of Judical Summing Up in an English Criminal Trial, in: International Jour-
                            nal for the Semiotics of Law VII, 1994, s. 201 vd.; Seibert, Zeichen, Prozesse,
                            1996.

                        306
   303   304   305   306   307   308   309   310   311   312   313