Page 303 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 303

Unutulmuş Pragmatik Bağlar:
                                        Mahkeme Kararlarının Dilsel, Sosyal ve Argümantatif Koşulları

                        nesnelliği doğru ve yanlışın bariz şekilde adil dağılımı ile eşitlemek
                        anlamına gelir.” 373
                            Böylece hakikat meselesi, hakikat uğruna mücadelede kimin ken-
                        di hakikatiyle galip geleceği meselesi haline gelir. Bir başka deyişle:
                        “Bağlayıcı  bir  gerçekliğin  kabul  ettirilmesi  bir  güç  meselesidir.” 374
                        Gerçi  bilindiği  üzere  bu  güç,  yargılamanın  efendisi  olarak  atanan
                        hâkim  lehine  en  baştan  eşit  olmayan  bir  şekilde  dağıtılmıştır.  Fakat
                        söylemdeki diğer her şey gibi uygulamada da hâkimin bu üstünlüğü,
                        yalnızca şekli olarak değil, gerçekte de kullanıp kullanamayacağı ve
                        ne  ölçüde  kullanabileceği,  ayrıca  karşısındaki  “hukuka  tabi  olanın”
                        hâkime tanınan bu üstünlük konusunda nasıl bir görüşe sahip olduğu
                        net değildir.


                            3.  Yargılama Sürecine Katılanlar

                            Hukuki kararın dayanması  gereken hakikat,  yargılama sürecinde
                        üstün  gelmeye  yönelik  bir  güç  meselesidir.  Öyleyse  uygulamada  bu
                        gücün  gerçek  anlamda  yargılama  sürecine  katılanlar  –  özellikle  bir
                        yanda hukuka tabi olan, hukuka ilişkin bilgisi olmayan kişiler ve diğer
                        yanda yargılama sürecinin efendisi olan hâkim – arasında nasıl paylaş-
                        tırıldığı  sorusu  ortaya  çıkmaktadır.  Bu  husus,  yalnızca  mevcut  usul
                        kanunları  yoluyla  pozisyonların  resmi  bir  tahsisine  yapılan  basit  bir
                        atıfla halının altına süpürülemez. “Daha ziyade söylem katılımcıları-
                        nın kimlikleri ve konumları söylem içinde ve söylem üzerinden kuru-
                        lur  ve  oluşturulur.” 375   Hâkim  için  bu  durum,  yargılamanın  efendisi
                        olarak  otoritesine  yalnızca  kendi  resmi  makamından  dolayı  hak  ka-
                        zanmadığı anlamına gelir. Kelimenin tam anlamıyla önce hâkimin bu
                        otoriteyi söylemsel olarak hak etmesi gerekir. Fakat her şeyden önce


                        373   Bourdieu, Leçon sur la leçon, in: Bourdieu, Sozialer Raum und Klasse. Leçon
                            sur la leçon. Zwei Vorlesungen, 1985, S 47 vd., 50.
                        374   Löschper,  Bausteine  für  eine  psychologische  Theorie  richterlichen  Urteilens,
                            1999, s. 76.
                        375   Löschper, a.g.e., s. 163.

                                                                                        301
   298   299   300   301   302   303   304   305   306   307   308