Page 306 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 306

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        faaliyetleri, sadece hukuki kararlar üzerindeki etkilerini geçerli kılmak veya
                        (bu  faaliyetleri)  olabildiğince  etkili  şekilde  gerçekleştirmek  konusundaki
                        girişimlerin dramatik bir başarısızlığı olarak algılanır. Bu perspektif uyarınca
                        bir bakış, yalnızca duruşma salonundaki kafaların üzerinde süzülebilir.

                            Hukuki bilgisi olmayan kişinin mahkeme önünde bir etkiye sahip
                        olma  şansı  ve  hatta  muhtemelen  bu  şansı  israf  edebilmesi  ve  heba
                        edebilmesi, yargılama sürecinin meşruluğu pahasına bu şansın hiçbir
                        zaman tamamen engellenememesi veya tamamen kişinin elinden alı-
                        namaması,  bütün  bunlar,  öncelikle  md.  103  GG  uyarınca  anayasal
                        olarak teminat altına alınmış yasal usule göre dinlenme hakkı ile bağ-
                        lantılı olarak, ayrı ayrı yargılama usulü kanunlarında yer alan sözlülük
                        ilkesine  dayanmaktadır. 378   Sözlülük,  hâkimin  kürsüsünden  duruşma
                        salonuna doğru kurumsal olarak düzenlenmiş eğimi (Schräge) tahte-
                                                           
                        revallideki gibi bir salınıma götürür . Hukuka tabi olan kişi ile hâki-
                        min  birbirlerine  göre  pozisyon  aldıkları  yargılama  sürecinin,  değer-
                        lendirilmesi  gereken  ve  ilk  etapta  kimin  lehine  sonuçlanacağı  belli
                        olmayan bir süreç olduğu ortadadır. 379
                            Gerçi yargı kararının oluşum sürecine yönelik bu en son bahsedi-
                        len  etkinin  ortaya  çıkma  olasılığı  noktasında  da  mahkeme  önündeki
                        iletişimin ilkesel asimetrisi elbette göz ardı edilemez. Ancak ilk etapta



                        378   “Söylemin  sözlülüğü”  hakkında  bkz.  Seibert,  Linguistische  Verhandlungsa-
                            nalyse aus juristischer Sicht, in: Hoffmann (ed.), Rechtsdiskurse. Untersuchun-
                            gen zur Kommunikation im Verfahren, 1989, s. 39 vd., 47 vd. Bu sözlülüğün
                            olağan bir yargılamada yerine getirilmesi konusunda eleştirel bir değerlendirme
                            için bkz. Seibert, Schriftform und Mündlichkeitsprinzip im Rechtsdiskurs, in:
                            A.g.e., s. 217 vd.
                            Çevirmen notu: Bu cümlede kastedilen, hâkim kürsüsünün duruşma salonunda
                            daha yukarıda kalması ve böylece kürsüden salona doğru bir eğimin olmasıdır.
                            Sözlülük ilkesi ise, bu eğimi değiştirebilecek bir güce sahiptir. Yani eğim du-
                            ruşma salonundan hâkimin kürsüsüne, hâkimin kürsüsünden duruşma salonuna
                            doğru tıpkı bir tahterevalli gibi yargılama süreci boyunca değişmektedir.
                        379   Temel bilgiler için bkz. Harré/Gillett, Discursive Mind, Thousand Oaks etc.,
                            1994, s. 33 vd.

                        304
   301   302   303   304   305   306   307   308   309   310   311