Page 270 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 270
YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ
O halde konuşmacılar, dilsel anlamlara teslim olmuş değillerdir.
Ancak, tamamen serbest de değillerdir. Zira konuşmacılar, zorunlu
sosyal ve dilsel bağlarla dolu bir kabul edilebilirlik alanında hareket
ederler. Bu alanda bir şeyleri etkilemek gayret gerektirir. Bir ağ, bir
bütün olarak hareketlidir, ancak aynı zamanda hareket alanını sınır-
landırır. İçinde sörf yapılabilecek ağlar da vardır, ancak bu yalnızca
kişinin hayatının (silisyum tarafından) mekanik olarak ayarlanmasına
izin vermesi karşılığında olur.
Süreçte yer alan oyuncunun bu problemi, anlam çatışmasında yo-
rum biçimlerini kabul ettirmek isteyen hâkim ve yargılamaya katılan-
lar için de ortaya çıkar. Bu kişiler, ne sadece kanun metninin yargıla-
ma usulüne ve anlamına tabidirler ne de tamamen özgürce bunlar hak-
kında tasarrufta bulunabilirler. Daha ziyade, yargılama usulünün yapı-
sı ve diğer katılımcıların eylemleri, hem reaksiyona dair pragmatik
zorunlu bağları hem de etkileme fırsatlarını ortaya çıkartır.
Böylece, yargılama sürecinde bir anlamı kabul ettirme, bu sürecin
akışındaki asıl yapılara ilişkin bir soruya sebep olur. 270 Bu soruyu
yanıtlamak için söylem analizinin ampirik perspektifine ihtiyaç vardır.
Yalnızca o zaman anayasanın normatif gereklilikleri ve bunların yeri-
ne getirilmesine yönelik araçlar hakkında soru yöneltilebilir:
Ⅱ. Yargılama Sürecinde Hâkimin Bağlarının Söylem
Analizini Tanımlaması
Hâkimin görevi ve yükümlülüğü hukuku tesis etmektir. Esasen, bu
basit gerçek dahi tek başına, mahkeme kararında ifade edilenin hukuk
olması gerektiğine inanılmasını isteyen geleneksel teoriyi tümüyle
paramparça eder. Hukuku tesis eden, hâkimlerdir. Hukuki kararlar ne
kanunun kelimelerinden türetilir ne de hukukun bir ifadesi olarak on-
270 Hukuki söylemde anlam inşasına dair bir yapılandırma önerisi için bkz. Milo-
vanovic, Postmodem Law and disorder, 1992, Kapitel 4, s. 104 vd.
268