Page 128 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 128

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        (Prämie)  niteliğinde  olan  hukuk,  devlet  iktidarının  kendi  yanlarında
                        olması  için bir araçtır  (Instrument); öyle  ki  geriye yenilmiş bir kur-
                        bandan başka bir şey kalmaz.

                            Bu koşullar göz önüne alındığında, yargılama sürecini “sistematik
                        olarak çarpıtılmış bir etkileşim” 284  olarak tanımlamak naif bir formü-
                        lasyondur. Söylem modeli, kuralsızlık, eşitlik ve içgörü yoluyla varı-
                        lan anlaşmayla, ancak mahkemede bulunan iletişim koşullarını tama-
                        men  göz  ardı  ederek  hukuki  sürece  uygulanabilir.  Bunun  nedeni  –
                        Arthur Kaufmann’ın haklı olarak belirttiği gibi – hukuki sürecin “ağır-
                        lıklı olarak stratejik eylemlerden” 285  teşekkül etmesidir. Bu bağlamda,
                        ideal bir konuşma durumunda kendi görüşünün uzlaşma sağlayabile-
                        ceğini  iddia  eden  bir  kişi  stratejik  davranmaktadır.  Yargılama  usulü
                        kanunları zaten sözlü katılımların eşit dağılımına ve herkesin her an
                        her  şeyi  ifade  edebileceği  bir  duruma  müsaade  etmez.  Yargılamaya
                        katılanların rolleri de aynı değildir, bilakis (birbirlerinden) çok farklı-
                        dır.  Hâkim,  muhakemenin  şekillendirilmesinde  merkezi  bir  konuma
                        sahiptir. Öte yandan taraflara, yargılamanın başlangıcı ve sonu zorla
                        kabul  ettirilir.  Kabul  (Anerkenntnis),  ibra  beyanı  (sulh)  (Erledi-
                                                      *
                        gungserklärung), tasarruf ilkesi , (Dispositionsmaxime) veya tanıklık-
                        tan çekilme (Zeugnisverweigerungsrecht) gibi (usuli belirlemeler ile)





                        284   Rottleuthner, Zur Soziologie richterlichen Handelns (II), in: KI 1971, s. 60 vd.,
                            s. 81. Ayrıca bkz. Dieter Simon, Die Unabhängigkeit des Richters, 1975, s. 116.
                        285   Kaufmann, Das Verfahren der Rechtsgewinnung, 1999, s. 97, ayrıca bkz. s. 96.
                            Aynı şekilde, daha öncesinde (değinilmişti), Kaufmann, Über das Problem der
                            rechtswissenschaftlichen  Erkenntnis,  in:  Dornseifer  ve  diğerleri  (eds.),
                            Gedächtnisschrift für Armin Kaufmann, 1989, s. 1 vd., s. 8; Neumann, Juris-
                            tische Argumentationslehre, 1986, s. 84.
                        *    Çevirmen notu: Tasarruf ilkesi, hukuk davalarındaki en önemli usul ilkesidir.
                            Bir medeni hukuk uyuşmazlığının, mahkemede hangi usule göre yürütüleceği-
                            nin  temelde  taraflar  tarafından  belirlendiğini  ifade  etmektedir.  Usule  ilişkin
                            karşılığını oluşturduğu sözleşme özgürlüğünün maddi ilkesi gibi, tasarruf ilkesi
                            de özel özerkliğin genel ilkesinin bir ifadesidir.

                        126
   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132   133