Page 124 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 124
YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ
yaratırlar ve söylem teorisini ortamın iklimine uygun hale getirirler.
Ancak bunlar artık neredeyse hiç kullanılmamaktadır.
c) Belirsizlik Sorunu
Alexy ile emekliliğe doğru (vedalaşmaya yakın) böyle uyumlu bir
kopuş söz konusu olamaz. Uygulama söyleminde bir ölçüt olarak tu-
tarlılık, bütüncül bakışın “sihirli şapkası (Zauberhut)” 271 olarak anla-
şıldığı ölçüde içeriği boş bir ölçüttür. Tutarlılık ancak merkezi bir
doğruluğa kaçış noktasına sahip olan bir sistem olarak kabul edilirse
operasyoneldir. Böylece önemi söylem teorisinin iç sorunlarının ötesi-
ne geçen bir sorun ele alınmaktadır: Belirsizlik sorunu. So-
mek/Forgó’nun Günther’in yaklaşımına ilişkin temel değerlendirmele-
rinde detaylandırdıkları üzere, hukukun belirsizliği ancak pratik bir
usulle (Verfahren) aşılabilir. 272 Geçerlilik ve uygulama arasındaki fark
aslında Günther tarafından semantik olarak gerekçelendirilmiştir.
(Günther) normların, gerekçelendirme söyleminde kabul edildikleri
anda, “dilbilimsel kullanım kuralları tarafından garanti edilen sabit bir
anlama sahip olduklarını varsayar”. 273 Ancak Günther’in kendisi dahi
böyle bir semantik içeriğin uygulama durumlarından bağımsız bir şe-
kilde dilsel olarak gerçekleştirilemeyeceğini gördüğü için, “bunun
yerine” amaçlanan uygulamanın hala semantik kapsamında olup ol-
madığına uygulama söyleminin kendisi karar vermelidir. Ancak çeşitli
metin kullanıcılarının dili hiçbir zaman homojen olmadığından bu
noktada da yalnızca karar problemine dair bir çatışma (Konflikt) orta-
ya çıkabilir, her halükârda istikrarlı bir semantik garanti edilemez.
Ancak bu sabit sınır olmaksızın, uygulama ile gerekçe arasındaki net
271 A.g.e., s. 64.
272 Somek, Forgó, Nachpositivistisches Rechtsdenken, 1996, s. 336 vd.
273 Ayrıca a.g.e., s. 340 Günther’e atfen bkz., Ein normativer Begriff der Kohärenz
für eine Theorie der juristischen Argumentation, in: Rechtstheorie 1989, s. 163
vd., 181.
122