Page 127 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 127

Semantik Anlayışın Başarısızlığından Pragmatik Soruna Doğru

                            d)  Pragmatik Soru Sorma

                            Habermas’ın düşüncesinin gelişiminde ve hukuktaki söylem teori-
                        sinin ikinci neslinde, ampirizm uğruna ideal ölçütlerde belirli bir za-
                        yıflama ve (bu standartlara dair) vurgunun azalması gözlemlenebilir.
                        Bununla birlikte, hukuki karar alma pratiğinin kabulü, söylem teorisi
                        içinde  güçlü  bir  gerilime  yol  açmaktadır.  Bunun  nedeni,  prosedürel
                        adalet 282   idealinin,  özünde  önyargısız  bilimsel  konuşmaya  yönelik
                        olmasıdır.  Bilişsel  perspektiflerin  koordinasyonuna  yönelik  diyalojik
                        bir prosedürdür. Artık bilimsel konuşmalar ve tartışmalar hukukta da
                        gerçekleşmektedir, tam da eksikliklere işaret ettikleri noktada, söylem
                        teorisinin  ideallerine  sempati  duyulmasını  sağlamaktadır. 283   Ancak
                        hukuk  sisteminin  korunaklı  özü,  farklı  ölçütler  gerektiren  çekişmeli
                        bir yargı sürecidir. Amaç artık koordinasyon ve değişim değil, bir an-
                        laşmazlığın çözüme kavuşturulmasıdır. Dava söz konusu olduğunda,
                        orada artık sosyal ilişkiden bahsedilemeyecektir. Bu noktada mesele
                        sadece (hukuki) neticelerin (taraflara) dağıtılmasıdır.
                            Hukukun kendisi, taraflar için başlı başına bir amaç (Selbstzweck)
                        değildir.  Tarafların  ihtilaflı  mesele  için  verdikleri  mücadelenin  ‘asıl
                        amacı’ aşan özel bir amaç bile değildir. Hukuk, onlar için zafere giden
                        yolda  etkili  bir  araçtır.  Tarafların  duruşma  salonunun  çatısı  altında
                        baskılandıkları devlet gücünün himayesinde (Ägide der Staatsgewalt),
                        eylemlerini adlandırdıkları bir başlık olarak “hukuk”, yalnızca birbir-
                        lerine karşı beyanlarını sunabildikleri bir araçtır (Medium). Bir retorik
                        olarak “hukuk”, uyuşmazlığın taraflarının birbirlerini ‘devre dışı’ bı-
                        rakmak uğruna kendi davalarının sözcüleri olarak artık kazanacakları
                        hiçbir  şeyin  kalmadığı  bir  pozisyona  getirme  aracı  olarak  kullanılır.
                        Ve sonuçta, yargılamalardaki beyanda bulunma çabaları için bir ödül



                        282   Tschentscher, Prozedurale Theorien der Gerechtigkeit, 2000, s. 363.
                        283   Gröschner,  haklı  olarak  söylem  teorisi  yaklaşımının  yargısal  uyuşmazlığın
                            mantığını ıskaladığına işaret etmektedir. Bkz. Theorie und Praxis der juristisc-
                            hen Argumentation, in: JZ 1985, s. 170 vd., 174

                                                                                        125
   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132