Page 299 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 299

280                                              6. Hukukun Kaynakları Doktrini

                            Diyalog yöntemi ve sofistike temellendirme yöntemi, genellikle genel ilkelerin (bu
                         ilkeler tartışmalı olsalar dahi) formüle edilmesini içerir.
                            Buradan hareketle, Yüksek Mahkeme, NJA (1977 s. 176) davasında oy çokluğuyla verdiği ka-
                            rarda hem önemli hem de son derece tartışmalı olan aşağıdaki genel kanıt ilkesini ifade etmiştir.
                            “Haksız fiillerde, fiili hasara veya yaralanmaya neyin neden olduğu konusunda genellikle bir
                            tartışma vardır... Pek çok olay [...] birbirinden bağımsız olarak olası neden teşkil edebilir. […]
                            Bu gibi durumlarda [...] tam kanıtlar nadiren sunulabilmektedir. [...] Bu nedenle, davanın tüm
                            koşulları ışığında, olayların gerçek gidişatının, davalının ifade ettiğinden ziyade davacının ifade
                            ettiği gibi olması açıkça daha olası ise [...] davacının beyanı karara esas teşkil etmelidir.”
                              NJA (1976 s. 458) davasında, bir bisiklet pompasında, pompanın mantar atmak için kullanı-
                            labilecek  şekilde  bir  değişiklik  yapılmıştır.  Pompanın  sahibi  olan  9  yaşındaki  A,  6 yaşındaki
                            B’nin pompayla oynamasına izin vermiştir. Mantar sıkışmıştır. B, 9 yaşındaki D’den mantarı
                            çıkarmasını  istemiştir.  D  bunu  yapmaya  çalışmış,  yanlışlıkla  pompayı  “ateşlemiş”  ve  mantar
                            B’nin gözüne çarpmıştır. Tüm derecelerdeki mahkemeler, B’nin A’dan tazminat talebini red-
                            detmiştir. Yüksek Mahkeme ise oy çokluğuyla verdiği kararda, yaralanma riski asgari düzeyde
                            olduğu için A’nın ihmalini reddetmiştir. Hâkim Nordenson karşı oy kullanmış ve diğerlerinin
                            yanı  sıra,  ihmal, zararın  uzaklığı ve  haksız  fiil  hukuku  tarafından sağlanan  korumanın  amacı
                            arasında, daha önceki İsveç uygulamasında tasavvur edilemeyecek bir biçimde bazı ince kav-
                            ramsal ayrımlar yapmıştır. Ayrıca bir dizi genel ilkeyi de ifade etmiştir.
                            Karşılaştırma için: NJA 1981 s. 622. Yüksek İdare Mahkemesi (Regeringsrätten) ile ilgili ola-
                            rak karşılaştırma için: ör. RA 1978 1:19 sayılı dava.
                            Rt (1975 s. 290) davasında, Norveç Yüksek Mahkemesi bir hastanın kendisine ait hastane kayıt-
                            larını okuma hakkına sahip olduğuna dair genel bir norm formüle etmiştir.
                         Gelecekte İsveç yüksek mahkemelerinin genel ilkeleri daha sık formüle etmeleri olası-
                         dır.
                            Diğer koşullar aynı kalmak üzere, bir kararın yalnızca son derece genel ve kapsamlı
                         bir gerekçesi kabul edilebilir.
                            Ancak  gerekçelendirmenin  sonuçlarına  gereğinden  fazla  değer  vermemek  gerekir.
                         Zor davalarda, gerekçelendirme bir sıçrama içermelidir. En kapsamlı ve genel gerekçe
                         bile kararın tek doğru karar olduğunu gösteremez; karşılaştırma için: yukarıdaki bölüm
                         5.9. Böyle bir gerekçelendirme dahi, kararın yalnızca kesin ifadelerden ve değerlendiri-
                         len kültüre ait belirli bir uygulama çerçevesinde ön varsayılan ifadelerden oluşan son
                         derece tutarlı bir öncüller dizisinden çıktığını gösteremez.
                            Şüphesiz, karar, yüksek düzeyde tutarlı ancak tartışmaya açık bir öncüller dizisinden
                         çıkabilir. Karar ayrıca yanlışlanmamış veya keyfi olmayan ek bir öncül ile birlikte bir
                         dizi kesin ve ön varsayılmış ifadelerden de çıkabilir. Ek öncül, keyfi olmadığı için ek
                         öncülün  mantıksal  olarak  yüksek  düzeyde  tutarlı  bir  dizi  öncülden  ve  ön  varsayılan
                         ifadeden  çıkarılmadığı  hipotezi  yüksek  oranda  doğrulanmamıştır  (karşılaştırma  için:
                         yukarıdaki bölüm 3.3.7). Yine de bu mantıksal bağlantının olasılığı göz ardı edileme-
                         mekle birlikte, bağlantının gösterilmesi mümkün değildir. Kararın diğer olası kararlar-
                         dan daha tutarlı bir öncüller dizisinden çıkarıldığı da gösterilemez.


                         6.5.5 Yargı Kararlarının Tutarlılığı


                         Yukarıda,  diğer  koşullar  aynı  kalmak  üzere,  bir  yargı  kararının  ancak  hem  kapsamlı
                         hem  de  genel  olması  durumunda  tutarlılık  ölçütlerini  karşıladığını  belirtmiştim.  Bu
   294   295   296   297   298   299   300   301   302   303   304