Page 301 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 301
282 6. Hukukun Kaynakları Doktrini
1. Modern toplum artık belki de Tanrı’nın veya kralın iradesini yansıtıyormuş gibi
hissedilen, tartışmasız bir otorite tarafından desteklenen yargılara salt bu nedenle it-
aat etmeye eğilimli değildir. Taraflar, daha ziyade mahkemenin neden belirli bir şe-
kilde karar verdiği sorusunu yanıtlayan genel ve kapsamlı gerekçelere hemen eriş-
meyi tercih etmektedir.
2. Demokrasi, mahkemelerin, halkın temsilcileri tarafından çıkarılan yasalara yeterli
düzeyde saygı göstermelerini gerektirir. Zor davalarda, kapsamlı ve genel bir gerek-
çelendirme, mahkemenin bu koşulu fiilen yerine getirdiğini açıkça belirtmek için ge-
rekli bir koşuldur; karşılaştırma için: yukarıdaki bölüm 1.4.2.
3. Dolayısıyla kapsamlı ve genel olarak gerekçelendirilmiş bir karar, özneler arası tahlil
edilebilirlik gereksinimini ve dolayısıyla rasyonel pratik söylemin önemli bir ilkesini
doğrudan karşılar (karşılaştırma için: yukarıdaki bölüm 4.3.3). Bir başka deyişle, ki-
şi, bu kararı hangi gerekçelerle eleştirebileceğini bilir. Tahlil edilebilirlik, kararın ob-
jektifliğini ve dolayısıyla hukuk güvenliğini geliştirir.
4. Kapsamlı bir şekilde gerekçelendirilerek, eleştirilmesi kolaylaştırılmış olmakla bir-
likte yine de yanlışlığı kanıtlanmamış olan bir karar, bir emsal karar olarak güçlü bir
konum kazanır (karşılaştırma için: Popper’ın yanlışlamacı bilim kuramı üzerine yu-
karıdaki bölüm 3.3.2). Aynı zamanda, gerekçelendirmenin son derece genel bir nite-
liğe sahip olması, emsal kararı geniş çapta uygulanabilir kılmaktadır. Bu olgusal
gerçek, hukuk sisteminin işleyişinde yeknesaklığı ve dolayısıyla tutarlılığı teşvik
eder. Böylece yargı kararlarının öngörülebilirliğini ve hukukun değişmezliğini geliş-
tirir.
5. Kapsamlı ve genel bir gerekçelendirme, tarafların karara karşı kanun yoluna başvu-
rup vurmama konusunda karar vermelerine yardımcı olur. Ayrıca eğer bu yönde ge-
rekçelendirilebilir nedenler varsa kararın değiştirilmesini sağlama şanslarını da artı-
rır.
Bununla birlikte, genel ve kapsamlı gerekçelendirme aynı zamanda ihtiyatlı da olabi-
lir. Örneğin mahkemenin, kararı gerekçelendirmek için biri önemli ancak itiraz edilebi-
lir bir somut ilkeye işaret eden, diğeri ise yalnızca tartışmasız bir usul kuralını belirten
iki yol arasında bir seçim yapması gerektiğini varsayalım. Bu durumda, ihtiyatlı bir
mahkeme ikinci yolu tercih edebilir.
Bazı durumlarda, tereddüt söz konusu olabilir. NJA (1975 s. 92) davasında, Yüksek Mah-
keme, sanığın eyleminin suç teşkil edip etmediği sorusundan bu nedenle kaçınmış ve sade-
ce bu “suçun” tatmin edici bir şekilde kanıtlanamadığını belirtmiştir. (Bir eleştirmen şu so-
ruyu sormuştur: Suç olmayan bir şeyin “tatmin edici bir şekilde kanıtlanamaması” müm-
kün müdür?)
Mahkemeler, haksız fiillerde genellikle gerekli ve yeterli nedensellik iddiaları arasında
tercih yapılmasıyla ilgili zor sorunlardan kaçınmakta ve sadece zararı paylaştırmaktadır.
İhtiyatlılık bazen usul kuralları tarafından getirilen bir zorunluluktur (örneğin taraf-
larca ileri sürülmeyen nedenlerle, mahkeme dışı uzlaşmaya uygun bir davayı karara
bağlama yasağı; karşılaştırma için: Yargılama Usul Kanunu’nun 17. kısmının 3. madde-
si).