Page 83 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 83
Semantik Anlayışın Başarısızlığından Pragmatik Soruna Doğru
doğruluk (Wahrheitsemantik) geleneği, Russel ve Viyana Çevresi’nin man-
tıksal ampirizmi, Quine’den Davidson’a ve Sellars’dan Brandom’a anlam
teorilerinin tümü dil analizinin önermeyi veya iddiayı paradigmatik durum
olarak ele alması gerektiğini varsaymaktadır. Son dönem Wittgenstein ve
onun gelenek dışı öğrencilerinin (Georg Henrik von Wright gibi) oluşturdu-
ğu önemli istisnalar dışında, analitik felsefe epistemolojinin başka yöntem-
129
lerle (Mitteln) devamı niteliğinde olmuştur.”
Epistemolojinin süregelen bakış açısına göre, metin (Text) yalnızca var
olmayan bir anlamın temsili (Repräsentation) olarak ortaya çıkar. Metin ile
bilinç arasında yalnızca iki basamaklı bir ilişki (zweistellige Relation) vardır.
Okurun bilinci, okuma eylemi sırasında eksik olan anlamı akla yeniden ge-
tirme görevini üstlenir. Her ne kadar Pierce bu ilişkiyi ifade, olgular ve yo-
rum topluluğu (Interpretationsgemeinschaft) arasında üç basamaklı bir iliş-
kiye (dreistellige Relation) kadar genişletmiş olsa da dil yalnızca dilbilgisel
130
bir temsil biçimi olarak görüldüğü sürece, “semantizmci dar görüşlülük”
(semantizistische Engführung) varlığını sürdürürdü. Dilin iletişimsel kulla-
nımı ancak post-analitik felsefe ile yakından incelenmiş ve böylece dil, sos-
yal bir dünyanın tanımlanmasının gerçekleştiği kamusal bir alan olarak ana-
liz edilmiştir.
Dolayısıyla metin, yorumlamada aktarılabilecek tek bir doğru yo-
rum biçimi olan bir nesne (Gegenstand) değildir. Daha ziyade, bir dil
topluluğunun üyeleri arasındaki argümantasyon sürecinin referans
noktasıdır. Bir yorum biçiminin (Lesart) diğerine ne zaman tercih edi-
lebileceği sorusu, nesnel bir anlam ölçütü olmaksızın kendi başına
cevaplanamaz. Bu hususta ancak bir ya da diğer yorum biçimine (Le-
sart) ilişkin argümanlar karşılaştırılarak bir karara varılabilir. Haber-
mas haklı olarak “edimsel dönüşümle birlikte, kendi özünü denetleyen
birinci tekil şahsın epistemik otoritesinin birinci çoğul şahsa, yani her
129 Habermas, Wahrheit und Reclatfertigung, 1999, s. 9 vd.
130 A.g.e., s. 12 vd.
81