Page 79 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 79

Semantik Anlayışın Başarısızlığından Pragmatik Soruna Doğru

                            Ancak bu başarısızlığa rağmen, tümdengelim yaklaşımının ortaya
                        çıkardığı  sorun  devam  etmektedir.  Kanuna  bağlılık,  dilin  makullük
                        alanındaki (Plausibilitätsraum) mantıksal gerekliliklere riayet edilerek
                        gerçekleştirilebilir. Çünkü “hukuk bilimi aslında bir balığın suya ba-
                        ğımlı olduğu kadar dile bağımlıdır. Hukuk, yalnızca dilde ve yalnızca
                        dil aracılığıyla var olur.” 117  Çözüm yolunda ilerleyebilmek için dilsel
                        koşulların daha farklı bir şekilde ele alınması gerekmektedir.

                            B.  Söylemsel Usul Merkezli Model

                            Hukuk bilimi için dilsel anlam sorunundan kaçmak mümkün de-
                        ğildir. Bunun yerine, bu alanı tam olarak tanımlamak gerekir. Proble-
                        min  tanımlanması  (Problemstellung),  bilimdeki  en  önemli  aşamadır.
                        Bilim teorisi konusundaki tartışmalarda Fransız filozof Deleuze, haki-
                        kat  ölçütünü  (Wahrheitskriterium)  sorunun  kendisine  taşımayı  bile
                        önermiştir. 118  Deleuze, buradaki meselenin öncelikle bir sorunun çö-
                        zümünün doğru ya da yanlış olup olmaması değil, sorunun bulunması
                        ve  bu  sorunun  çözüme  kavuşturulabilecek  terimlerle  ifade  edilmesi
                        olduğunu vurgular. Şimdiye kadar bu sorun oldukça eksik bir tasnife
                        tabi tutulmuştur. Hâkim, ya kanunun nesnel anlamına yeterince itibar
                        edilmediğinden ya metindeki nesnel anlam çok yetersiz olduğundan,
                        yine de ahlak, adalet vb. değerler ile desteklenmek mecburiyetindedir.
                        Ancak hukuki kararın çıkış noktasında durum tam tersidir: mahkeme
                        çok az değil, aksine çok fazla anlam tespit eder. Çok sayıda kullanım
                        şekli, metnin karar aşamasına dâhil ettiği bir gösterge dizisi olan norm
                        metninin kendisiyle ilişkilidir.

                            Davanın her iki tarafı da, söz konusu normatif metnin kendi hukuki so-
                        runları  için  ne  “söylediği”  veya  “ne  anlama  geldiği”  konusunda  oldukça
                        spesifik  bir  görüşe  (Vorstellung)  sahiptir.  Ayrıca  literatürde  genellikle  çok
                        sayıda  dogmatik  anlam  açıklaması  (Bedeutungserklärung)  ve  çok  sayıda


                        117   Isensee, in: Grossfeld, Unsere Sprache. Die Sicht der Juristen, 1990, s. 52.
                        118   Deleuze, Bergson, 1989, s. 25.

                                                                                         77
   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84