Page 77 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 77

Semantik Anlayışın Başarısızlığından Pragmatik Soruna Doğru

                        ‘lafzi’ yorum ile aşılamaz. Ancak, muğlaklık ve belirsizlik dilin eksiklikleri
                        değil,  aksine  aktif  olarak  kullanabileceğimiz  oldukça  az  sayıda  kelimeyle
                        neredeyse sınırsız gerçekliği dilsel olarak – metin ve bağlam içinde – kavra-
                        mamızı sağlayan avantajlardır. Bugün birilerinin hala bu sözde eksiklikten
                        şikâyet etmeleri, sadece modası geçmiş kelime anlamlarına ne kadar takılı
                                           114
                        kaldıklarını gösterir.”
                            d)  Dolayısıyla  iki  aşamalı  model  (Zwei-Phasen-Modell)  savunu-
                        lamaz. Hâkim, bağlayıcılık alanı içinde kanunun anlamını bile belirle-
                        yemez,  çünkü  her  bir  kuralın  formülasyonunda  normatif  bir  bileşen
                        vardır. Hâkim yine de kuralı koyuyormuş gibi yaparsa, tam da tüm-
                        dengelim  modelinin  engellemek  istediği  şeyi  yapmış  olur:  Keyfi  bir
                        karar  vermiş  olur.  Koch’un  semantik  yaklaşımı  böylece  otoriter  bir
                        devletin hukuk bilimi anlayışının görünen yüzü (Fassade) haline gel-
                        mektedir. (Koch’un) Amacı, hâkimin kararını dilsel bağlar aracılığıyla
                        sübjektif olarak doğrulanabilir kılmaktır. Bu yüzden kararcılığa karşı
                        kanuna  bağlılık  savunulmalıdır.  Bununla  birlikte,  bir  anlam  teorisi
                        oluşturarak  bağların  dil  aracılığıyla  nereye  kadar  uzanacağına  karar
                        verenler hukukçuların kendileridir. Böylece hukuk, hukuka tabi olan-
                        lar tarafından doğal dil argümantasyonundan yoksun kılınmış ve ka-
                        rarcılık aşılmamış, aksine (hukuk) anlam teorisi kılıfına bürünmüştür.
                            Hâkimin rolünü bir dil kuralı oluşturmaya indirgeyen metodolojik
                        bir analiz çok dar bir bakış açısı olacaktır. Durum bundan çok daha
                        karmaşıktır. Hâkim, anlaşılabilirliği tesis eden bir dil eğitmeni değil-
                        dir.  Yargılamanın  tarafları  (kanun)  metnini  anlamışlardır.  Hâkimin
                        görevi yalnızca, anlamla ilgili bir ihtilafı gidermektir. Bu ihtilaf hak-
                        kında verilecek kararın, argümanlarla karşılaştırılmak suretiyle sağla-
                        ması yapılmalıdır. Eğer bu karar anlam teorisine hapsedilirse, bu ar-





                        114   Max Baumann, Recht – Sprache – Medien oder Die Notwendigkeit der inter-
                            disziplinären Öffnung der Rechtswissenschaft, in: Gesetzgebung heute, 1995/3,
                            s. 11 vd., s. 15.

                                                                                         75
   72   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82