Page 80 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 80

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                                                    119
                        mahkeme kararı bulunmaktadır.  Buna ek olarak hukuk geleneğinden, olu-
                        şum tarihinden , “günlük dil” ve hukuk jargonundan gelen kullanımlar söz
                        konusudur. Bu konuda önem arz eden zorluklardan biri de, sadece taraflarca
                        değil, mahkemeler ve literatür tarafından da ortaya konan kullanım şekilleri-
                        nin birbirini dışlamasıdır. Dolayısıyla normatif metinden karar verme aşama-
                        sına taşınan şey “anlam (die Bedeutung)” değil, “anlam hakkındaki çatışma
                        (Konflikt um die Bedeutung)”dır. Hâkimin somut olayda karar vermesi ge-
                        reken tam olarak dilsel anlamla ilgili olan bu anlaşmazlıktır.

                            Hâkim ile hukuki metin arasındaki monolojik ilişkide hâkime, ve-
                        receği  kararı  bir  bilgi  (Erkenntis)  olarak  salık  verebilecek  bir  merci
                        (Instanz)  yoktur.  Bilinç  ve  metinden  oluşan  iki  kutuplu  yapı,  karar
                        sorunu ile karşılaştırıldığında, çok da karmaşık değildir. Hâkim, kara-
                        rını  sadece  metinden  yola  çıkarak  vermez.  Bunun  yerine,  tarafların
                        hukuki metnin kendi lehlerine olacak şekilde okunması için argüman
                        sunmaya  çalıştıkları  çekişmeli  bir  usul  takip  edilir.  Hâkim  bu  argü-
                        manları dikkate almalı, değerlendirmeli ve (güncel gelişmelere) daha
                        uygun  olan  argümana  öncelik  vermelidir.  Dolayısıyla  karar,  bilincin
                        monolojik  alanında  değil,  söylemsel 120   bir  yargılama  usulünün  top-


                        119   Olası kullanımların sayısı ve her şeyden önce bunların kanıtları, elektronik veri
                            tabanı destekli arama teknikleri sayesinde artmaya devam etmektedir; bu saye-
                            de daha önceki kullanımlar ve anlam çatışmalarına ilişkin görüşler hakkında –
                            hatta hâkim görüşün ana çizgisine ters düşenler hakkında bile – geniş kapsamlı
                            bir genel bakışa eskisinden çok daha kapsamlı ve çok daha hızlı bir şekilde ula-
                            şılabilmektedir.
                        120   Söylem terimi burada dramatik olmayan bir anlamda ortak konuşma, yani bir
                            iletişim bağlamı olarak anlaşılmaktadır. Bunun ötesindeki (anlam) yüklemele-
                            rine dair çeşitli olasılıklar için bkz. Calliess, Prozedurales Recht, 1999, s. 142:
                            “Habermas başlangıçta söylem kavramını iletişimsel ya da stratejik eylem kav-
                            ramından farklı olarak ideal bir konuşma durumunda, (Model: Üniversite semi-
                            neri) eylemden arındırılmış sözlü bir tartışma olarak tanımlarken, normların si-
                            yasi gerekçelendirilmesi  söylemini daha  sonra  sivil  toplumu  öznesiz ve  mer-
                            kezsiz bir şekilde hukuk ve siyasetle ilişkilendirir (Model: Farklı arenalar ve fo-
                            rumlar ağı) ve böylece sistem teorik bir nitelik kazanır. Alexy’nin çalışmasında
                            ise söylem kavramı en başından itibaren (hukuki) akademik tartışmada sunulan
                            tüm argümanlar üzerine yapılan söylemsel bir tartışma olarak tanımlanmaktadır

                        78
   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85