Page 583 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 583

Anayasal Direktiflerin Pratik Uygulamasına İlişkin Perspektifler

                            Bu bağlamda, konuyla ilgilenen avukatların (özellikle banka avukatları-
                        nın) içtihadın gelişimini göz önünde bulundurduğu ve bugüne kadar verilen
                        ilgili kararlarda önemli olarak vurgulanan “görüşler doğrultusunda beyanda
                        bulunduğu” düzenli olarak varsayılabilse de, somut olayda, bu noktanın vaka
                                                                                591
                        mahkemelerinde  beyan  edilmemiş  olması  da  tesadüf  değildir.   Bu,  daha
                        önceki (özellikle yüksek mahkeme) kararlarının sadece ilk derece mahkeme-
                                                                592
                        si kararlarının gerekçelendirilmesi için değil , aynı zamanda tarafların ve
                        avukatlarının dilekçelerinin gerekçelendirilmesi için de ilgi düzeyini oluştur-
                        duğunu göstermektedir. BGH’nın bu bağlamda taraf beyanlarının karşılıklı
                        bağımlılığı  bağlamında  gerekçenin  eksiksizliğine  dikkat  çekmesi  daha  da
                        ilginçtir ve taraf beyanının gerekçelendirme için ilgi düzeyinin ikinci belirle-
                        yici pragmatik unsuru olarak önem arz ettiğinin bir delilidir de: “Kural ola-
                        rak, hukuki bir bakış açısının (Gesichtspunkt) göz ardı edildiği hiçbir taraf
                        buna değinmediyse kabul edilebilir (...). O zaman taraf, beyanını tamamlama
                                                                         593
                        ve gerekirse bunu kanıtlama olanağına sahip olmalıdır.”
                            (4) Bununla birlikte, BVerfG’nin ele almadığı § 138 BGB’nin uy-
                        gulama alanı için belirli bir sınırlama, BGH’nın sonraki içtihatlarında
                        ortaya  çıkmaktadır.  Mahkeme,  bazı  kararlarında,  akrabalara  (kefil
                        olarak  kabul  edilen)  malvarlığı  devrine  karşı  alacaklının  korunmak
                        için haklı bir menfaatinin varlığının, ahlaka aykırılığın kabulü aleyhi-
                                                                            594
                        ne  sonuç  doğurabileceği  hususunu  vurgulamaktadır.   Bu  aynı  za-
                        manda, § 31 I BVerfGG’nin bağlayıcı etkisi bağlamında da sorun de-
                             595
                        ğildir ,  çünkü  BVerfG  –  zaten  ihtisas  mahkemelerine  münhasır  –
                        kefaletin  ahlaka  aykırılığının  ne  zaman  kabul  edileceği  konusunda
                        ayrıntılı  kurallar  koymamıştır,  sadece  yapısal  müzakere  dengesizliği

                        591   Ayrıca bkz. BGHZ 137, 329, 340.
                        592   İlgi düzeyine ilişkin yeni kararlar bu zamana kadarki (üst mahkeme) içtihadını
                            da özetleyecek şekilde yukarıda s. 486 vd.
                        593   Ayrıca bkz. BGHZ 137, 329, 340.
                        594   Bahsedildiği başlıca kaynaklar BGHZ 120, 272, 278; BGH NJW 1997, 1005,
                            1006; BGHZ 135, 66, 70; BGHZ 136, 347, 353.
                        595   Konu hakkında bkz. yukarıda s. 558 vd.

                                                                                        581
   578   579   580   581   582   583   584   585   586   587   588