Page 580 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 580
YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ
“Bu durumlarda (i. e.: evlilik dışı yaşam birliğinde, Anayasa) gerekçe-
ler, eşlerin kefillikleri için ileri sürülen tipik gerekçelerle benzerdir. Esasında
asıl borçluya olan duygusal bağlardan, kendi ekonomik kapasitesinin ötesin-
de bir yükümlülük üstlenme tehlikesi, eşlerde olduğu gibi evlilik dışı birlik-
telik yasayan partner bakımından da ortaya çıkabilir. Asıl borçlunun ve kefi-
lin kişisel ilişkilerinin evliliğin hukuki bağına gerek duymaması, burada
partnerin özgür iradeyle karar vermesini kolaylaştırmamaktadır. Asıl borçlu
ve kefil arasındaki evlilik benzeri bir birliktelikte, kefil, ilgili uyuşmazlıktaki
gibi, söz konusu kişisel bağın farkında olunması koşuluyla alacaklıya karşı
588
aynı şekilde korunmaya ihtiyaç duymaktadır.”
Bu adım atıldıktan sonra, aynı Daire’nin, yapısal müzakere denge-
sizliği ile ilgili yaklaşık sekiz ay sonraki içtihadını, dava konusu kefa-
let sözleşmesi tarihinde asıl borçlu ile (karar tarihinde evli olsa da)
nişanlı olan bir kefile uygulama kararı, daha da kolaylaşmıştır. Ne de
olsa, nişanlılar çeşitli düzenlemelerde (örneğin, ceza muhakemesinde
tanıklıktan çekinme hakkı gibi) evli eşlerle genel itibariyle eşit tutul-
maktadır. En azından nişanlıların zaten evlilik benzeri bir birliktelik
içinde yaşamalarından ötürü, bu noktada argümantatif olarak geçerli
görüşe geri dönülebilmiş ve durum özetle şöyle ifade edilebilmiştir:
“Temyiz Mahkemesi bu konuda haklı olarak Daire içtihadında mali ola-
rak aşırı yük altına giren eşlerin kefilliğine ilişkin ilkelerin, davalının yü-
kümlülüklerine de uygulandığından yola çıkmaktadır. Olayda davacı, kefale-
tin verilmesi sırasında nişanlı ve borçluyla (…) evlilik benzeri bir birliktelik
yaşamaktadır. (...) Kredi alıcısı ve davalı arasında sorumluluk üstlenildiğinde
zaten var olan duygusal bağın bir sonucu olarak kefil, benzer bir sorumlulu-
ğu üstlenen eş kadar korunmaya muhtaçtır.”
Buna karşın üç ay sonra, IX. Özel Daire, asıl borçlunun kız karde-
şine yönelik olarak kefili koruyan içtihadın kişisel uygulanabilirliği
söz konusu olduğunda, biraz daha farklılaşmış şekilde ve daha fazla
588 Ayrıca bkz. BGH NJW 1997, 1005.
578