Page 576 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 576

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        madığı anlamına gelmez aksine sadece ihtisas mahkemeleri tarafından
                                                                           578
                        uygulanmasına itiraz edilmiş olmasından kaynaklıdır.  Yukarıda gös-
                        terildiği gibi, § 31 I BVerfGG’de yer verilen bağlayıcı etkiden dolayı
                        (bireysel  başvurular  hakkındaki)  karar  yine  de  ihtisas  mahkemeleri
                        tarafından  dikkate  alınmalıdır.  Başka  bir  deyişle:  Argümantasyona
                        entegre edilmelidir ve çürütülebilir değildir. Takip eden dönemde ihti-
                        sas mahkemesi içtihatları, buna ve BGH’nın bazı ayırt edici kararları
                        yoluyla  aşağıda  kendine  has  unsurların  ortaya  konduğu  bu  kararın
                                          579
                        somutlaştırılmasına  çaba sarf etmişlerdir.
                            Bu arada, ihtisas mahkemeleri genel olarak BVerfG ile “açık bir kopu-
                        şu” önlemek için çaba göstermektedir. Ancak Anayasa Mahkemesi’ne yöne-
                        lim her zaman yakın akrabaların kefaleti hakkındaki davalarda olduğu kadar
                        güçlü değildir. Bu bağlamda, BVerfG ve BGH’nın 90'lı yılların ortalarında
                        oturma  eylemi  düzenlenmesi  yoluyla  cebir  kullanmadan  (Nötigung) dolayı
                        cezai sorumluluğun doğup doğmayacağı sorusuna ilişkin içtihatları çok tartı-
                        şılmıştır: BVerfG, § 240 StGB’deki cebir unsurunun hem failin kuvvet uygu-
                        lamasını hem de mağdur üzerinde fiziksel bir etkiyi gerektirmediği şeklinde-
                        ki yorum ile md. 103 II GG’deki belirlilik ilkesinin gereklerinin sağlanama-
                                          580
                        yacağını belirtmiştir.  1. Ceza Dairesi bu içtihadı kabul etmiştir, ancak bir
                        otoyolda  oturma  eylemi  yapılması  durumunda,  sadece  ilk  araba  ile  ilgili
                        olarak  fiziksel  bir  zorlama  etkisinin  bulunmadığını,  ikincisinden  itibaren
                        öndeki araçlar tarafından da fiziksel engellerin oluşturulduğunu ve böylece
                                                                           581
                        dolaylı faillik şeklinde cebrin uygulandığını savunmuştur.  Bu karar tabi ki
                        eleştiriyle  karşılanmıştır,  çünkü  BGH’nın  varmış  olduğu  sonuç,  dogmatik


                        578   BVerfG,  şekli  kanunun  GG’nin  gerekliliklerine  ve  anayasaya  uygun  olması
                            gerektiğini açıkça belirtmektedir. Ayrıca bkz. BVerfGE 89, 214, 232 vd.
                        579   Yasal düzenlemelerin ilgili kararlarda somutlaştırılması gerektiği gibi, elbette –
                            BVerfG’nin § 31 I ve II BVerfGG sınıflandırmasına göre kanuna eşit olmayan,
                            ancak yine de – kanuna benzer olan BVerfG içtihatları da yeni davalarda uygu-
                            lanmalı ve somutlaştırılmalıdır.
                        580   Ayrıca bkz. BVerfGE 92, 1, 17 vd.
                        581   Ayrıca bkz. BGHSt 41, 182 vd.

                        574
   571   572   573   574   575   576   577   578   579   580   581