Page 574 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 574
YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ
gi sonuca varmaları gerektiği hususu, her şeyden önce, anayasanın geniş bir
hareket alanı bıraktığı kanun koyma meselesidir. Bununla birlikte, irade
serbestisinin anayasal güvencesinin ihlali, sözleşme tarafları arasındaki den-
gesizlik (gestörte Vertragsparität) sorunu hiç görülmediğinde veya bu so-
574
run uygun olmayan araçlarla çözülmeye çalışıldığında söz konusu olur.”
Her iki bireysel başvuruya konu olan somut olaylardan birinde,
BVerfG böyle bir yapısal “müzakere dengesizliği” görmektedir, çünkü
başvurucunun sorumluluk riski alışılmadık derecede yüksektir ve
tahmin edilmesi zordur. Buna ek olarak, başvurucu bir banka çalışanı
tarafından baskı altına alınmıştır ve “büyük bir yükümlülük altına
girmiyorsunuz” ifadesiyle sözleşmenin imzalanmasına zorlanmıştır.
Somut olayda bu değerlendirmeden çok daha önemlisi, BVerfG’nin
bu hususlara atıfta bulunmayı ilkesel olarak önemli nitelikte görmüş
olmasıdır. Böylelikle “yapısal boyutta bir müzakere dengesizliği” ha-
linde irade serbestisinin sınırlandırılmasına ilişkin bir kırılma noktası
belirlenmektedir. Burada hakkaniyet denetimini destekleyen olaya
ilişkin unsurlar irade serbestisi argümanında bir geri çekilmeye ve
böylelikle § 138 BGB hükmünün etkisinin artmasına yol açmaktadır.
BGH’nın kanunilik ilkesi ve münferit olayda hakkaniyet değerlendir-
melerinin imkânsızlığına ilişkin sunmuş olduğu açıklama, o halde
hakkaniyete göre verilen bir karardaki görüşlerin hukuki görüşlere
dönüştürülmesi suretiyle çürütülür; yani bu noktada sadece argüman-
tatif anlatı dikkate alınmakla kalmamakta, aynı zamanda anlatıya da-
yalı argümantasyonun etkisi de artırılmaktadır.
575
(3) Sonuç olarak, BVerfG’nin yapısal müzakere dengesi(zliği)
şeklindeki kararı ile GG’den irade serbestisi sınırları için yeni bir kri-
ter türetilmiştir. Bu, BVerfG’nin kendisinin de şu sözlerle açıkladığı
Çevirmen notu: Burada tarafların müzakere sırasındaki güç dengesizliğinden
bahsedilmektedir.
574 Ayrıca bkz. BVerfGE 89, 214, 232 vd.
575 Sunumun bu iki formuna ilişkin ayrıca bkz. yukarıda s. 293 vd.
572