Page 44 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 44

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                                      16
                        sada  varılabilir . Bir  metnin  anlamı, sübjektif  yorum teorisinin  var-
                        saydığı gibi, metni meydana getirenin anlam kazandıran bir eylemde
                        bulunmasıyla ortaya çıkmaz; aksine metni meydana getirenin maksat-
                        lılığı  (Intentionalität)  belirli  bir  dilsel  anlam  sistemine  bağlanması
                              17
                        gerekir .
                            Bu nedenle kanun koyucunun iradesi yani yazarın iradesi, yorum-
                        ların çeşitliliği karşısında aynı metinsel anlamı koruyan, dilin dışında
                                                             18
                        bir  Arşimet  noktası  olarak  görülemez .  Önceden  ifade  edilen  irade
                        ancak bir düzenin esaslarına göre normatif metinle bağlanır. Bu düzen
                        bir  yapı  olarak  formüle  edilebilmelidir  ve  bu  amaçla  anlam  ve  dile
                                  19
                        başvurulur . Bu şekilde dışsal dilsel biçim, iradenin görünürdeki saf
                        içselliğinden önce gelir. Buna göre Wittgenstein, çeşitli dil oyunların-
                        da (Sprachspiel) kastedilenin ya da iradenin dilden bağımsız bir eylem
                                                                                    20
                        olarak  gerçekleştirilmesinin  mümkün  olmadığını  göstermiştir .  İste-
                        mek, saf içselliğin özel bir görünümü değildir, ancak kendi türünde bir
                        dil oyunu ortaya koyan belirli kıstaslar temelinde iletişim sürecindeki









                        16    Ayrıca  bkz.  Frank,  Das  individuelle  Allgemeine,  1985,  s.  251  vd.  burada
                            Hirsch’in görüşü örneğinde “yazarın (vermek istediği) anlama (authorial mea-
                            ning)” isnatta bulunmanın hiçbir şekilde yazarın bireyselliğine dayanmadığı gö-
                            rülür.
                        17    Bu sorunla ilgili olarak Derrida’nın Husserl ile olan temel ilişkisine bkz. Derri-
                            da, Die Stimme und das Phänomen, 1979, genel olarak.
                        18    Ayrıca bkz. Frank, Was ist Neostrukturalismus?, 1983, s. 25 vd.
                        19    Kısa ve öz bir temsil için bkz. Derrida, Die Stimme und das Phänomen, 1979;
                            Kritik için bkz. Frank, Was ist Neostrukturalismus?, 1983, özellikle s. 288 vd.
                            Derrida’nın görüşü ile Tugendhat’ın dil-öncesi bilinç eleştirisine ilişkin dilbi-
                            limsel-analitik görüşü arasında da bir paralellik bulunmaktadır.
                        20    Ayrıca bkz. Wittgenstein, Philosophische Untersuchungen, 1971, § 552, § 665.
                            §§ 36, 540, 661, 693 bağlamında “kastetmek”, “istemek” dilbilgisel incelemesi
                            üzerine ayrıca bkz. Busse, Historische Semantik, 1987, s. 119 vd.

                        42
   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49