Page 43 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 43

Semantik Anlayışın Başarısızlığından Pragmatik Soruna Doğru

                        mantıksal alanın bir süreci olarak kanun koyma,  konusu öznel irade
                        oluşumu sürecinden uzak ve içeriğine kendi başına bir varlık atfeden
                                                          12
                        bir objektifleştirme anlamına gelir” . Forsthoff’un ayrıntılandırmadığı
                        bu argüman, dil felsefesine dair anlayışlar dikkate alındığında, sübjek-
                        tif  öğretiyi  gerçekten  de  kilit  noktada  sorgulayabilmektedir.  Çünkü
                        kanunun ardında, normatif metnin sonradan somutlaştırdığı, şekillen-
                        dirici bir irade olduğu düşüncesi, dili aslında kendi ağırlığı olmayan
                                                                                           *
                                                                  13
                        salt  bir  ifade  aracına  indirgemektedir.   Temsil  düşüncesinde
                        (Repräsentationsgedanken)  önerilen  modelde  de  önceden  ortaya  ko-
                        nulmuş  bir  iradenin  olması  ve  onun  sonradan  somutlaşması  gerekir.
                        Bu modeli ciddiye alırsak, bu çerçevede gerçekte hangi tarafın şekil-
                        lendirici (irade) olduğunu da sormak gerekir. Bu soru metnin anlamı-
                        nın, metin üreticisinin maksadına göre belirlendiği bir doktrinin temel
                        meselesidir. Maksat her zaman belirli bir şeydir ve yalnızca belirli bir
                                                                                   14
                        dil  çerçevesinde  belirli  bir  maksada  sahip  olunabilecektir.   Bu  da
                        maksadın dil sisteminden bağımsız olmadığı, aksine onun içine yerleş-
                                         15
                        tiği anlamına gelir . Dolayısıyla, önceden ifade edilmiş bir maksattan
                        metnin anlamına varılamaz, aksine tam tersi metnin anlamından mak-




                        12    Forsthoff, Recht und Sprache, 1940, s. 45.
                        13    Bu  indirgemeye  yönelik  bir  eleştiri  için  bkz:  Derrida,  Die  Stimme  und  das
                            Phänomen, 1979, s. 79 vd.; ayrıca bkz. Lyotard, Der Widerstreit, 1987, s. 229
                            (N. 188).
                        *    Çevirmen notu: Buradaki temsil ifadesiyle başka iradelerin temsili kastedilmek-
                            tedir.
                        14    Ayrıca bkz. Wittgenstein, Philosophische Untersuchungen, 1971, § 38'in altın-
                            daki  kenar  notları  (derkenar).  Ayrıca  §§  337  vd.,  358.  Eike  von  Savigny’de
                            özetlenmiştir, Die Philosophie  der normalen  Sprache, 1980,  s. 36 vd. Anlam
                            kurucu özne hakkında dil felsefesinin eleştirisine dair kısa bir açıklama ayrıca
                            bkz. Wellmer, Zur Dialektik von Moderne und Postmoderne. Adorno’ya göre
                            aklın eleştirisi için bkz. Zur Dialektik von Moderne und Postmoderne, 1985, s.
                            48 vd., 77 vd.
                        15    Bkz. Derrida, Signatur, Ereignis, Kontext, in: Derrida, Randgänge der Philo-
                            sophie, 1976, s. 124 vd., 150.

                                                                                         41
   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48