Page 242 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 242

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                                                                    185
                            Hukukçular bunların tamamını bilmektedirler.  Çünkü bu hususlar, on-
                        ların uzmanlık alanına girer. Karar vermek için öncelikle ilgili metinleri ele
                        almaları  gerekir.  Öncelikle  hukuki  ifadelere  ve  kanaatlere  anlam  verilebil-
                        mesi için gereken metin formlarıyla, gösterge dizileriyle uğraşmak zorunda-
                        dırlar.  Bu  konuda  “kelimeler,  kastettikleri  anlamdadır”  özdeyişini  temel
                        alamazlar.  Zira  bu  anlam  tam  olarak,  yalnızca  üzerinde  çalıştıkları  hukuki
                                                                      186
                        olayın bir bütün bağlamından yarattıkları anlamdır.  Öte yandan bu karar
                        yalnızca  bu  bağlamın  bütününün  müsaade  ettiği  tüm  kullanım  şekillerinin
                                              187
                        dışlanmasına dayanabilir.  Ve her yeni hukuki olayda ulaşılan sonuç yeni-
                        den bozulma tehlikesi altındadır. Hukukçular bu duruma aşinadır. Bu, onla-
                        rın yaşam iksiridir.

                            Hukuki karar verme faaliyeti, dilsel ifadelerin anlamına dair se-
                        mantik bir çalışmadır. Bu çalışma, dil normlarını oluşturmak için an-
                        lam  çatışmalarına  dair  verilen  karardan  oluşur.  Ancak  dil  normları
                        sözlük  karıştırılarak  kolayca  saptanamaz;  daha  ziyade  dil  normları
                        meşrulaştırıcı  standartlara  işaret  eder.  Dil  kullanımının  çeşitliliği  ve
                        farklılığı  karşısında,  dil  normlarının  sürekli  olarak  yeniden  belirlen-
                        mesi ve uygulanması gerekmektedir. Açıklamalar bütünüyle anlaşıla-
                        bilir  olduğu  müddetçe,  onları  düzeltmeye  ya  da  reddetmeye  yönelik
                        her türlü girişim, belirli meşruiyet standartları gerektiren bir standar-
                        dizasyon çatışmasının ilk hamlesidir. Fakat bu meşruiyet standartları-
                        nın da kendilerini gerekçelendirmeleri gerekir. Çünkü dil aracılığıyla
                        hukuka ilişkin karar verme durumunda anlamlı olanla anlamsız olan



                        185   Burada  “‘bilmek’  kelimesinin  pratik  anlamı  ‘-e  bilmek’,  ‘-ebilecek  durumda
                            olmak’  şeklindeki dilbilgisiyle yakından ilgilidir. Ancak aynı zamanda ‘anla-
                            mak’  kelimesiyle  de  yakın  ilişki  içerisindedir.  (Bir  tekniğe  ‘hâkim  olmak’)”
                            Wittgenstein, Philosophische Untersuchungen, 1984, § 150.
                        186   Ayrıntılı bilgi için bkz. Friedrich Müller, Juristische Methodik, 1997, özellikle
                            para. 162 vd.
                        187   Ayrıntılı bilgi için bkz. Müller/Christensen/Sokolowski, Rechtstext und Textar-
                            beit,  1997  Teil  II;  ayrıca  bkz.  Christensen/Sokolowski,  Recht  als  Einsatz  im
                            semantischen Kampf, Zeitschrift für Semiotik’te yayımlanmıştır.

                        240
   237   238   239   240   241   242   243   244   245   246   247