Page 225 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 225
Unutulmuş Pragmatik Bağlar:
Mahkeme Kararlarının Dilsel, Sosyal ve Argümantatif Koşulları
temelini, açıklanması zor bir fenomen haline getirmektedir. Hermene-
utik dil teorisinin bakış açısına göre, anlamların özdeşliğinin tesis
edilmesi için “iletişim topluluğunun diğer bireyleri tarafından temelde
yatan yorumun benimsenmesi” gerekmektedir 131 . Böylece dil, “birey-
sel genel” bir (olgu) olarak ortaya çıkar. Dilin evrensel bir kod olarak
var olmasının tek sebebi, kural olarak konuşmacılarının uzlaşılarında-
ki istikrarsızlıktır” 132 . Bu noktada dilsel olarak bölünmüş bir dünya-
nın ortaklığı, sonradan gerçeklesen bir anlaşma olarak kabul edilir.
Böylece dil düzeni, yalnızca konuşmacıların niyetlerine dayanan bir
insan yapımı bir eserdir ve bu şekilde hermeneutik bakış açısında
üçüncü tür bir fenomen olarak özgün gerçekliğini kaybeder.
c) Okuma Sınırlandırılmış Bir Anlam Değişimidir
Hermeneutik dil teorisine yöneltilen temel itiraz, dilin öznelerarası
yapısının sonradan gerçeklesen bir anlaşma şeklinde, ilk olarak açık-
lamak istediği şeyi zaten döngüsel olarak koşullaması olgusuna da-
yanmaktadır. Çünkü anlaşma imkanının ve doğru ile yanlış arasında
bir ayrım yapma olanağının bulunması için halihazırda dilsel anlam
sistemlerinin öznelerarası oluşunun kurucu bir unsuru olduğu göz ardı
edilir 133 . Bu noktada benzersiz ve spesifik bir lafzi anlamın hermene-
utik postülası “anlam” kelimesinin makul bir kullanımı için gerekli
131 Frank, Die Unhintergehbarkeit von Individualität, 1986, s. 129.
132 Frank, Hermeneutische Sprachtheorie und Poetik, in: Frank, Das individuelle
Allgemeine, 1985, s. 145 vd., 196 vd.
133 Ayrıca bkz. Wittgenstein, Philosophische Untersuchungen, 1984, § 241 vd.:
“‘O halde neyin doğru neyin yanlış olduğuna insanların uzlaşılarının mı karar
verdiğini söylüyorsun’? Doğru ve yanlış, insanların söylediği şeydir ve insanlar
dilde mutabakat sağlar. Bu, fikirlerin değil bir yaşam biçiminin uzlaşısıdır (§
242). Dil aracılığıyla anlaşma yalnızca tanımlar konusunda uzlaşıyı değil, aynı
zamanda (kulağa tuhaf gelse de) yargılar konusunda da uzlaşıyı gerektirir. Bu
durum mantığı ortadan kaldırıyor gibi görünmektedir, ancak kaldırmamakta-
dır”.
223