Page 218 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 218

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        ayrıca ne yazık ki normatif de değildir. Dil, yargı kararlarının kontro-
                        lündeki bir makullük alanı olarak kuşkusuz merkezi bir konumdadır
                        ve  vazgeçilmezdir.  Fakat  yargı  kararını  hâkimden  soyutlamaya  tek
                        başına muktedir değildir.

                            Dolayısıyla hukuk dili teorisi birkaç durumdan dolayı başarısızlı-
                        ğa uğramaktadır: İlk olarak, konuşma yalnızca mevcut kuralların icra-
                        sı  değildir.  Başlangıçta  dil  düzenini  tesis  eden  yaratıcı  bir  bileşene
                        sahiptir. İkinci olarak, anlam izole edilmiş bir içerik değildir, aksine
                        bütüncül  bir  ilişkidir.  O  halde  üçüncü  olarak,  hukukçular  tarafından
                        talep edilen normatifliğin, öncesinde bulunmadığı, aksine önce dilde
                        tesis  edilmesi  ve  argümanlarla  meşrulaştırılması  gerektiği  sonucuna
                        varılır.

                            2.  Dil Düzenini Hukuki Metinlerin Okuyucusu Tesis Eder

                            Eğer normatiflik önceden bulunmuyorsa aksine yaratılıyorsa, an-
                        lam bağlantılarına yönelik bir sorun tespit edilir. Yorum tekniği, kut-
                        sal bir metin ile türetilmiş bir metin arasında bir hiyerarşi kurmak is-
                        ter.  Bir  taraftan  elimizde  bir  Tanrı,  yazar  veya  kanun  koyucu  diğer
                        taraftan ise rahip, edebiyat bilimcisi veya hâkim bulunur. Rahip ken-
                        disini Tanrı’nın yerine koymamalı ve örneğin Tanrı’nın sadece bağış
                        karşılığında merhamet göstereceğini iddia etmemelidir. Aynı şekilde
                        hâkim de kendi iradesini kanun koyucunun iradesinin yerine koyma-
                        malıdır.  Bununla  birlikte  her  okuma,  bir  anlam  değişimidir. 108   Zira
                        okuyucu  çoğunlukla  metni  bütünüyle  yeni  bir  yaşam  durumundan
                        çıkardığı veya yeniden formüle ettiği şekliyle anlar: Okuyucu, metne





                        108   Ayrıca bkz. Frank, Textauslegung, in: Harth/Gebhardt, Erkenntnis der Litera-
                            tur, 1982, 123 vd., 134 vd.; Gloy, Sprachnonnen als ‘Institutionen im Reich der
                            Gedanken’ und die Rolle des Individuums in Sprachnormierungsprozessen, in:
                            Mattheier (ed.), Norm und Variation, 1997, s. 27 vd., 30; Wellmer, Zur Dialek-
                            tik von Moderne und Postmoderne. Vernunftkritik nach Adorno, in: Wellmer,
                            Zur Dialektik von Moderne und Postmoderne, 1985, s. 48 vd., 81.

                        216
   213   214   215   216   217   218   219   220   221   222   223