Page 208 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 208

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                            Hukukçuların, sözlükteki anlam tanımlamalarıyla birlikte işlerini
                        sözlüğe devredebileceklerine dair umutları kesinlikle yanıltıcıdır. Hu-
                        kukçular,  dilsel  ifadelerin  anlam  şekillerinde  dil  tarafından  belirlen-
                        miş  bir  sınır  bulamazlar.  En  iyi  ihtimalle,  dil  kullanımının  gittikçe
                        artan varyasyonlarına dair ipuçları ve dilin kullanım çeşitliliği ve zen-
                        ginliğine dair kanıtlar bulurlar. Daha doğrusu bir anlamı bir kelimenin
                        yegâne olası kullanımı olarak etiketleyen sınırın tam tersini bulurlar ki
                        bu da hukukçular için hukuki görüşlerini desteklemek adına önem arz
                        eder.

                            Anlam  tanımlamaları  tek  başına,  yalnızca  belirsiz  bir  ifade  için
                        kullanım örnekleri sunar. Bununla birlikte dilsel ifadelerin anlamında
                        bir tereddüt olması halinde veya bu konudaki ihtilaflarda paradigmatik
                        olarak dilin kelime hazinesinin sözlükbilimsel saptaması yoluyla kul-
                        lanılabilirler.  Fakat  anlam  tanımlamaları,  bu  tür  şüpheleri  tamamen
                        giderebilecek veya bu tür ihtilafları daimî olarak çözebilecek kesin bir
                        kural  sunmamaktadır.  Dolayısıyla  hukukçuların  dilin  kullanımı  hak-
                        kında tereddütleri varsa, sadece kendi dil kullanımlarıyla meşgul ol-
                        mak  yerine  en  azından  sözlüklere  bakmaları  iyi  ve  faydalı  olabilir.
                        Ancak sözlük, hukukçuların kararlarına meşruluk kazandırmayacaktır.

                            c)  Bir İçerik veya Bir Potansiyel Olarak Normatiflik

                            Dil,  aranan  sınırı  çizmez.  Tüm  çeşitliliği  ve  değişkenliği  içinde
                                                                                           
                        konuşmamızın doğasını, Prokrustes’in bağlayıcı sabit anlam yatağına
                        sığdırma girişiminden daha aykırı bir şey olamaz. Dilde “birlik” yok-
                           89
                        tur.   Bu  durum,  kelimelerin  kullanım  şekillerinin  tüm  “çeşitliliği”


                            Çevirmen notu: Yunan mitolojisinde Procrustes, “misafirlerini” yatağa yatmaya
                            zorlar ve eğer kişi çok kısaysa onu kol ve bacaklarından çekiştirerek yatağa sı-
                            ğana kadar gerer; eğer kişi çok uzun ise kişinin yatağa sığması için uzuvlarını
                            kesermiş. Kökeni bu şekilde olan bu ifade bir şeyi zoraki bir biçimde düzenli
                            hale  getirmek,  bir  şeyi  zorla  düzene  sokmak  anlamında  kullanılır,  bkz.
                            https://www.hellenicaworld.com/Greece/Mythology/de/Prokrustesbett.html.
                        89    Ayrıca bkz. Wittgenstein, Philosophische Untersuchungen, 1984, § 65.

                        206
   203   204   205   206   207   208   209   210   211   212   213