Page 160 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 160

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        mantik mücadelesinden doğar. “Hukuk uğruna mücadelenin” bu ikinci
                        boyutunu  yeterince  kavrayabilmek  için  bu  hususun  akılda  tutulması
                        gerekmektedir. Seibert, “çekişmeli” yargılama ile kanunun pratik uy-
                        gulamasında bağlayıcılığın  konusu ve  kapsamı sorunu arasındaki  bu
                        bağlantıyı su şekilde ifade etmektedir:

                            “‘Semantik mücadele’ formülü ancak eski bağlayıcılık öğretisini eleşti-
                        renlerle birlikte kanundaki ifadenin anlamının sabit olmadığı ve bağlamların
                        hukuk metnini belirlediği kabul edilmek suretiyle anlaşılabilir. Bağlayıcılı-
                        ğın konusu hala ‘bir göstergeler dizisi olarak metindir’, ancak nesnel olarak
                        verilmiş bir anlam kurgusundan vazgeçilirse bu normatif metnin işlevi, yarı-
                        şan yorumlar için bir geçiş imkânı olarak tanınabilir. Bu bağlamda, kuralın
                        (Code) gösteren ve gösterilen arasında bir konumlandırma aracı olarak (Zu-
                        ordnungsinstrument)  anlaşılması  giderek  değişmekte  ve  anlamların  araçsal
                        olarak gösterilemeyeceği, ancak ‘farklılıkların oyunundaki’ pozisyonlardan,
                        yani  uygulama  kuralının  uygulama  sürecinden  kaynaklandığı  ve  ‘kuralın’
                        eski anlamda ‘kural’ olarak adlandırılamayacağı türden devam eden bir gös-
                        terge oluşturma sürecinden ortaya çıktığı yeni bir semiyotik anlayış baş gös-
                                   387
                        termektedir.”
                            3.  Yargılamada Belirsizliğin Ele Alınması

                            Ancak,  kanuna  bağlılık  postülasını  eleştirmek  üzere  yoğunlaştı-
                        rılmış  ampirik  bir  argümantasyon  teorisi  programı  yalnızca  değerler
                        çelişkisine yol açmakla kalmaz, pratikte de hiçbir şekilde uygulanabi-
                        lirliği yoktur. Hukuki konuşma (Sprechen) pratiği, normatif bakış açı-
                        larına atıfta bulunmayan bir güç  ekonomisinin saf olgusallığı olarak
                        tanımlanamaz. Hukuki argümantasyon figürlerinin ortaya konması ve
                        daha  da  ötesi  umut  verici  retorik  stratejilerin  önerilmesi,  meşruiyet
                        ölçütlerinin  varlığını  gerektirir.  Ancak,  bu  ölçütler  –  her  halükârda
                        belli bir zamanda ve belli bir dereceye kadar – bireysel tercihlerden
                        (Belieben) çıkarılmalıdır. Geleneksel öğretinin dil teorisine dair şey-


                        387   Seibert, http://www.rechtssemiotik.de, anahtar kelime yapısöküm.

                        158
   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165